Yüreğimin ellerine bıraktığın mavi masallarda okudum seni
Gözyaşımla yıkadığım düşlerimin huzurunda...
Zamansızlığın takvimlerinden döküldü
Yüzü aşk çalan bir adamın avuçlarında sızladı hayallerim
Düştü kararan gecelere
Sahipsiz acılara kapandı gözlerim
Uyutamaz oldum uykularımı
Yastık altında küflendi rüyalar
Seni kuruyorum saatlerime sensizliği yok sayıp
dakikalar ç/alıyor benden beni
Üç beş nöbetlerini bekliyor
Düşlerimi sızlatmak için düşün
Hüznün vurdukça yüzüme
İçtiğim sigaranın alevinde yakıyorum c/esaretimi
Küllerimden doğuyorsun yeniden
Sen kesiliyorum
Sensizliğin en acı anlarında bile
Tenimden dökülüyor aşk kokan y/anların
Bedenimin en ücra izbelerine...
Aşk renkli tebessümler asmak isterken
Kasım acısında iklimler düşürdün gülüşlerime...
Çok üşüyor yalnızlığım
İçimdeki onca yangına rağmen
/Sıcaklığım sevdamda saklıdır benim/
Senli temmuzlar ısmarlıyorum
sensiz şubatlarıma
Davetkâr aşklar biriktiriyorum gönül heybemde
Gözlerimin gözlerine değeceği anlar için...
Ne kadar gizlesem de bakışlarım ele veriyor seni bende...
Nefesimde s/akladığım nefesini soluyorum
Sensizlik kokusunda
Soluksuz çekiyorum seni içime
Solu/ğu/mdasın yâr
Gitmiyor sızılarım bitmiyor
Gidenler de senden kalanların yasında...
Nerdesin
kar düşürdün saçlarıma
kışa çalan acılarınla
Sensizliğim buz kesti tutsaklığım taş
Gel ...!
Üç harf tek hecelerle dindir ağrıyan y/anlarımı
Nisan yağmurlarında yıka hüzünbaz yaralarımı
Yüreğimi mesul kıl yüreğine...
Hayalin içimdeki yokluğuna az geliyor
Aynalarımın kaderinde seni görmek mi yazılı
Kalp atışlarımda d/okunuyor adın
Yüreğimin künyesinde ismin kayıtlı
Adım adım dolaşıyor
Solumun koridorlarında izlerin
Hüznümden ’unut’ nüshaları düşüyor o an yazgılarıma
ve dört yanıma kurşunlar
Yıkılıyorum...
Fırat’ın sularından bırakıyorum
Hırçın dalgalı denizlere alev alan ruhumu
Ki hiç yüzme bilmiyorken ben
Ciğerim parçalanıyor
Boğuluyorum...
Gecelerden düş artık kalbimin sabahlarına
Sonsuz bekleyişlerdeyim
Sustur gözlerimde ayrılık vakitlerini...
Kaç can borcu var bu bedenin bu aşka
Ölüyorum
Yüreğimde ç/ağlayan sevdalı nehirim...
Aşkın mavisini sürmeye çalıştıkça ellerime
Ayrılığın infazıyla astın
Kirpiklerimin darağacında yüreğimi
İçimdeki çığlıklar ateş olup yaktıkça dilimin duvarlarını
Sûkunetin sesine sıvadım
Mevsimsiz iklimlere düşürdüğün feryatlarımı
Seni sustum yâr
Seslensem kederim dökülürdü nefesimden...
Dudağıma teğet geçiyor işaret parmağım
Dilim Lâl ...
Arkamdan ağlayan hükümsüz sözlerim
Yüreğimin ambargosunda
Sesli harflerimin vebalinde
Ünlem kaçağı sessizliklerim
Aşkla bilense de
keskin bıçak ağzı cümlelerim
Alfabesi kurşunlanmış
Dikiş tutmaz oldu ucu yırtık kelimelerim...
Gel...!
Son sözü sen yaz
Sol yanım hala senin...
Arzu karadoğan
11,02,2011