Online Üye
Online Ziyaretçi
Yürü dedi içimden bir ses,
Yürüdüm, yürüdüm.
Soğuk terlerime karıştı, aldığım her nefes.
Ve dayanamadım sonunda,
Yorgun düştüm durdum…
Çöktüm, boş bulduğum bir banka.
Baktım karşı dağlara…
Ufkumdaydı, sıra, sıra dağlar.
Göz kırptı, belli ki tanıdıktı onlar...
Üstünden henüz inmemiş güneşin kızılı,
Işıl, ışıl bulutların arasından parlar…
Dağların üzerinde,
Bulutlar küme, küme,
Arkasında yorgun düşmüş bir gün var ağlar,
Ve
Dağların üstünde,
Güneşin vurduğu parlayan karlar…
Karlı, dağların..
Eteklerinden yapışmış, boz mavi bir deniz.
Çırpınır durur, bir sağa, bir sola,
Yalpa yapar durur.
Belli ki,
Üşümüş dağlardan esip gelen poyrazından…
Benim ellerimi üşütür de poyraz,
Yüksel Şanlı er
21 Şubat 2011