Sanki sessizliğin lehçesinden sus diyorlar
Kalbinin suskun çığlığını dinleyip, an ve zaman için tefekkür etmemi işaret ediyorlar
Bazen günyüzüne çıkıyorlar ve bazende hasretin firkatleştiği bir anın vecdini bekliyorlar
Sakın yeis içinde nefeslenme derken, sabrı ve kanaati ruhun idrakinden dinlememi istiyorlar
Neden anlamadan ve dinlemeden yargılıyorlar
Sinemi bizarlaştıran ahımı hiç gale almıyorlar, siyim siyim akan gözyaşını görmüyorlar
Niçin hak ve hukukun her nefes için zarurat olduğuna inanmıyorlar, takiyeler kuşanıyorlar
Kalp kimin, nefes hangi hakikatin nasibinden emanet edilen gerçeğindir,mahçup olmuyorlar
Demek ki anlamak zorundayım, niyazdayım
Kalbimin inşiraha erişmesi için azimle bizar gönlümü ummanın sessizliğine bırakmalıyım
Kimseden bir şey ummadan, semadan inen rahmet misali kalbimi aşkı hasretle yıkamalıyım
Şuur ve idraki ruhumun suskunluğundan okumalıyım, kalbimin sayfalarına ne yazmalıyım
Yine gönlüm hüzün içinde, böyle bir demde
Dinlediğim nağmeler hangi derdi şehrediyor ahengin sürur bahşeden masum tellerinde
Neden ruhum hicran ile bir bütünlük içinde, lal olan dilim kalbimin hüzün sahnelerinde
Merakıma mucip olan mahçubiyetim sinemin sessizliğinde, iltica etme vakti ona secdelerde
Gönlüm susmuyor, gözlerim kapanmıyor
Sualler dirliğim için muhakemenin azmini işaret ediyor, mukallitlik adına durma çık diyor
Akıl ve irade senindir, kalp en ulvi payendir, fikretmek tefekkür için azimettir diye ekliyorlar
Aldanma keyfiyete kalbi bizarlaştıran taranelere ve hangi gönül nefsi halvette sual ediyorlar
Mustafa CİLASUN