bereketin dolunca yağmura güle doğa
şehirlerin kirini götürür temizler
gör
sessizliğin içinden kıpırdar
hareketin
ör kapkaranlığına sırra kadem
basınca
kızardıkça gözlerin öfkesinde
kabarır
tutarsızlığına say dağlar buluda
değer
gubarır özgüveni her yokuşun
düzedir
şimendifer dumanı vay
katarsızlığına
gemi azıya almaz göbelinden tutkusu
sürdüğün tarlalarda yeşerirdi
ekinler
acıya düşürmez hiç doğallığında
demi
sakinler ala banar yüreğine mor
güne
gelincikler süremi tana değince
şimdi
yüzün gibi kızarır sevince dolan
yavru
imdi gergefinde sim çiçeklenir
yüreğin
çığlık çığlığa saçak kırlangıçları
bekler
yılan çıngırağında boyunca sever
uzar
ağacın dalındadır tomurcuklarda
tozar
gönüllerde kaplanır kokusuna
bayılan
azar kaynağında su ırmaklarında
dolar
040411denizligülceçaprazlama