Ey, göçerlere özenen kadın
Göçerlik yedi göbek geçmişinde senin
Yetmedi mi?
Kolların boynumda kalsın, istemiştim
Kolların boynumda kaldı, sen gittin
Bedeni olmayan bir çift kol
Kutsal emanet, sonsuza kadar taşımak için
Uzaklık
Önemli bir kavram değil artık bende
Gülbank aldım erenlerden
Yedilerle söyleştim, kırklara karıştım
İda dağını karış karış dolaştım
Yukarıdan bakıp
Kanatlarımın altına aldım seni
Boz atımın nal izleri sahilde
Gül diyorum sana Gül
Severmişsin bu ismi
Ağlama Gül
Türkü kadar güzel ismin
Gülden terazi yaparlar
Gülü gül ile tartarlar
Gül alırlar gül satarlar
Çarşı pazarı güldür gül***
Gül,
Dikenlerin değil
Ben aşındırırım onları avuçlarımla
Kanatırım ellerimi
Bülbülün Gül’e aşkı Hakk’için
Bakışlarımı senin için bırakıyorum
İda’nın eteklerine
Ve bağlamamın tınısını
Her rüzgârda duyasın diye…
***Hatayi’nin dörtlüğü.