Bu karanlık içindeki adam tanıdık birine benziyordu.Ama arkadan çıkaramamıştı.Geri dönmek istedi adamın keyfini bozmamak için bir adımda atmıştı ,ama içindeki merak duygusu durdurdu Kürşat''ı .İyice yaklaştıktan sınra selam verdi.
-Selamünaleyküm, kolay gelsin galiba serinliyorsunuz.
-Öyle adamım,derken yüzünü dönmüştü o gizemli kişi,gülüyordu hem de...Kürşat bir süre sessiz kalmış,inanamamış, konuşamamıştı dahası.Abisi karşısındaydı canlı-kanlı konuşuyordu hem...Gülerek yer göstermişti yanına oturması için.Korkmuş ,ürkmüş ama iteat etmişti.

Bir süre sessizlik hakimdi ortama.İkiside gözlerini kayıp giden suya dikmişti.Sanki huzur veriyordu gecenin içinde suıyun çıkardığı ses bir de kurbağaların vırakları...Abisi Kürşat''a dönerek,

-Eee gardaş ,daha nasılsın bile demedin, hayırdır dilini mi yuttun. Kürşat hala rüyada olduğunu sanıyordu. Kolunu çimdikledi önce, sonra tokat attı kendi kendine...Dahası gözlerini yumup açtı birkaç kez de yok ne rüya ne kabustu bu...Etiyle kemiğiyle ölen abisi Veli''den başkası değildi yanında oturan,konuşan...gülen.

Acaba bu gördüğü cin miydi, şeytan mıydı...Çocukluğunda buna benzer çok hikaye duymuştu.''''Çok sevdiğin insanlar ölünce cin ya da şeytan seni kandırmak için ölenin kılığına girer''''diye.Biliyordu ki abisi 97 yılının bir kış ayında üç gün komada kaldıktan sonra genç yaşında ölmüştü. Hala o günü dün gibi hatırlıyordu.Hastahane personeli babası Karabekir''e ''''Oğlunuz öldü'''' derken günlük mutad bir şeymiş gibi söylemişler arkalarına bile bakmadan uzaklaşmışlardı...Ölümünün ardından 14 yıl geçmişti ama hiç ölmemiş gibi şimdi yanında yanıbaşında oturuyor ,konuşuyordu...Dahası gülümsüyordu...Nasıl olur ,dedi.Son cümleyi sesli düşünmüştü de abisi,
-Gardaş nasıl olduğunu sorma, sorgulama...Şu anı yaşa hisset gör sadece.Bak yanındayım ve özlemlerim özlemlerin olmuş onun için yanındayım onun için burdayım.Bunları söylerken gülüyordu hem de.Kürşat bir süre susmuş,sessiz kalmış,inanamamış konuşamamıştı...Ölümünün ardından yıllar sonra abisi karşısındaydı ve konuşuyor gülüyordu. Dahası hiç hazzetmediği halde bilmece gibi konuşuyordu. Ama sorma sorgulama derken oldukça ciddiydi...
( Üçüncü Boyut /4 başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 6.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu