Barolar ,avukatların meslek kuruluşu olarak öngörülen anayasal bir kuruluştur. Mesleki disiplin,işleyiş standartizasyonu ve en önemlisi avukatların haklarını korumak için oluşturulmuştur..
Avukatlık mesleğinin bir agırlığı olduğu gibi Baroların bir meslek kuruluşu olarak da agırlığı vardır.Baroların, Bakkallar odası gibi bir meslek odası olmadığı,bakkalların dahi haklarını savunanların BARO üyeleri olması sebebi ile ağırlığı ortadadır.
Avukatlar,başkalarının hak ve menfaatlerini korurken, kendileri ile ilgili unutulan bir kısım şeylerın olduğu yaşadıklarımızla birlikte ortaya çıkmaktadır.
Gelişen toplum şartlarında kompleks hale gelen sosyal ve ticari ilişkilerde ANALİTİK düşüncenin somutlaştığı AVUKATLARDA ,mesleki örgütlenmesinin,mesleğe ait etik ve kanuni kuralların oluşumu ve uygulanmasında giderek önemi artmaktadır.
Her önüne gelen in Hukuk Fakültesi acmaya başladığı günümüzde Avukatlık en kolay edinilen meslek olma yolunda hızla ilerlemekte NİCELİK OLARAK ORTAYA CIKAN ARTIŞ,NİTELİKTE ise baş aşağı olarak avukatlık mesleğını dumura ugratacak tarzdadır. Bu durum,meslekdaşlarımızı meslek olarak zora sokarken, vatandasında sahip olması muhtemel hak ve menfaatlerinin ortadan kalkması sonucunu doğurmakta ve giderek İVME tüm avukatların aleyhine doğru işlemektedir.
Bu problemlere çözün üretirken iş Barolara ve Türkiye barolar Birliğine düşmektedir.
Hukuk Fakültelerinin kontenjan belirlemesi ve yeni hukuk fakultelerinin acılmasında son sözü söyleyecek Türkiye Barolar Birliği Olmalıdır. İnsiyatif kullanacak ve tavır belirleyecek yönetimlerdir. Gecen dönem Barolar Birliği Başkanı Rahmetli Özdemir ÖZOK beyefendi nin uzun süreli tedaviye mahkum kalması ve sonunda rahmete kavuşması,başkanlık düzeyinde etkisizleşme sonucunu çıkarmıştır.
Bir avukatın tek başına serzenişi feryad dan öte bir anlam ifade etmez. Mesleğe ilişkin iyileştirici girişimlerin gerek YÖK gerekse Başbakanlık nezdinde Barolar Birliğince yapılamalı mecliste en cok üyesi olan meslek kuruluş u olarak yasama faaliyetlerinde aktif pozisyon alarak çözümler üretmelidir. Yoksa sadece adli yıl acılış konuşmaları ile devlet ve sistem aleyhinde duruş sergilemek tek basına bir anlam ifade etmez.
Son yıllarda uygulamaya konulan Baro pulu,harcların yanında yargılama ya getirilen bir külfettir. Sadece Balıkesir Merkez adliyesinde yılda 60.000 icra dosyası 15.000 e yakın soruşturma dosyası ve diğer Hukuk ve Ceza mahkemeleri ile beraber düşünüldüğüne pul geliri ortaya çıkacaktır. 3 Ağır ceza Bölgesi olan Balıkesir 19 ilçesi ile birlikte değerlendirildiğinde bu rakamın devasılığı kendiliğinden ortaya çıkar. Somut olarak gözlemlediğimiz bu pullar;Başkanımızın kullandığı makam arabasına dönüştü,merkez tarihi Baro binası dekore edildi,eski merkez bina olarak kullandığımız daire satın alındı,tüm ilçelerde mesleğin vakarına yakışır sekilde koltuk takımları ile avukat bekleme odaları restore edildi. Bu muazzam gelirin tüm Türkiye çapında .elde edildiğini düşününce ortaya muhteşem bir bütçe çıkar.
Senede en az 100.000 pulun satıldığı yerde üretilen hizmete baktığımızda yerinde sayıyoruz demektir. Vergi ve pirim borçları ile bunların gecikme zam ve faizleri altında ezilen avukatlara faizsiz yada düşük faizli kredi acmak Barolar Birliğine düşmese bi le parayı beklettiği bankaya vereceği talimatla üyelerine sıfır faizli kredi bile çektirmek zor olmasa gerek . Bir lise müdürü 20 ögretmen maaşına bir iki araba aldıracak kadar pazarlık yapıyorsa Barolar birliği başkanımız,herhalde Finans Kurumunu kendisi kursa şaşırmayız.. Yoksa üyelerimizi 6183 sayılı yasanın kurban vermeye devam edeceğiz.
Barolar Birliği nin çalışması gereken bir hususda HUKUKİ İŞLEM SİGORTASI dır. Barolar bu konu üzerinde önemle durmalı gerekirse kuracağı VAKIF marifeti ile ihtisas konusu sadece HUKUKİ İŞLEM olan sigorta şirketini kurmalıdır. Avukat kendisi başkalarının hak ve menfaatlerini korumaya calışırken kendi alacakları içinde bir başka avukat tutmak mecburiyetinde kalmaktadır. Gelde çık işin içinden. Terzi kendi söküğünü Dikemez,Berber ensesi alamaz, misali avukat alacaklı olduğu miktarlarla kendini motive ederek alacaklarının üzerine alacak dikerek ALACAK DAĞI sahibi olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Bunun önüne hayvanlarını bile sigorta etttiren,aracları sigortasız olarak dolaşınca aracı baglanan insanlara ve KURUMLARA hukuki işlem sigortasının kapsamına vekalet ücretini de koyacak şekilde ortaya zorlamaktır.. Sigorta sadece zarar doğduğunda zarar karşılamaz. Avukatın ücretinide karşılamalıdır. Avukat müvekkili ile ücret konunda karşı karşıya gelmemelidir. Bugun İstanbul gibi yerlerde firmalar 1.500 TL ye kadar aylık hukuk ofislerine standart vekalet ücreti ödemektedirler. Bu firmalar bu paranın 1/10 unu gözü kapalı şekilde SİGORTA ŞİRKETLERİNE verebilirler. Ve tek hukukofisine baglı kalmadıkları gibi işlerini çevirmeyen avukattan kolayca vazgeçerek yeni avukatla calışmaya başlarlar. Barolar Birliğinden beklentimiz ve temennimiz avukatların önünü acacak girişimlerde bulunmasıdır.
Genç Avukatlar babadan sağlam değillerse mesleki olarak cok zor anlar yaşamakta Bir ofis acamadan sırf zaman olarak kendilerinden önce avukat oldukları için şanslı Avukatların yanında karın tokluğuna avukatlık yapmaktadırlar. Evlenmeleri ,ofis kurmaları, avukatlığın vakuruna yakışır yaşam standardının sağlanması gibi hususlarda Barolar Birliği insiyatif kullanmalıdır. Yoksa şimdiki gibi adam şikayetinden vazgese bile şikayet şahsi vazgeçebilir ama avukatlık mesleği kamu ile ilgilidir deyip şikayetten vazgeçmeye ragmen mesleğin onuru ile bagdaşmayan davranıştan dolayı avukata ceza kesen barolar birliği Aslında aslanı ite boğdurdugunun da farkında değildir.
Hukuk Fakultlerindeki nitelik düşmesi ayrıca ve aktif olarak mesleki kuralların etkin liği için hizmeti içi eğitim anlayışı içerisinde tüm yeni nesli avukatlara dikte ettirilmelidir. Sadece üstadım diyerek mesleki saygınlığın olmadığını meslekdaşın gıyabında bile saygı ile ifadeyi bir etik kural olarak zihinlere nakşettirmelidir. Yoksa bir ömür boyu meslekdaşı ile yüzyüze bakarken menfaate dayalı vekillik ilişkisinin pamuk ipliği ile baglı olduğunu ve meslekdasını bu pamuk ipliğine değişmemesi gerektiğini her avukat bilmelidir. Tabi ki suç işleyen meslekdaşını etik kurallar cercevesinde değil vekil sıfatı ile kanun cercevesinde koruyacaktır.
Tüm bu anlatılanlar ışığında Emniyete adliye ye karşı dik duran avukat aslında yalnız adamdır. Bir hakimin yada savcının kalemde yer alan memurları ile yaptığını ,muhabere infaz kalemi gibi yan desteklerle oluşturduğu ilamı tek basına ve acemi sekreteri ile yerine getirmeye dosyanın içini doldurmaya calışan bir aslandır.
Bu aslan günümüzde yaralı olarak icralarla ofis kirası ile sigorta pirim ve vergi borçları ile ugrasmakta ailesini geçindirmeye calışırken de rahat olması gereken kafası ile de yargı kararlarının ve dolayısı ile hukukun gelişimi için dava ve temyiz dilekçeleri ile hukuka yorum katmaktadır.
O halde barolar birliği üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirmeli ve orayı dama taşı gibi Anayasa Mahkemesi gibi yüksek makamlara yada siyasi arenada atlama mercileri olarak kullanmamalıdırlar. Aksine mesleğin vakarının yerlerde sürünmemesi için avukatı ekonomik ve sosyal güvence altına almalı ve onu gerek kamusal giderlere gerekse özel giderlere ezdirmemelidir .