M.Ö 800 dan beri var olan Roma İmparatorluğu batısı 450 ,doğusu 1453 Atilla ve Fatih isimli Türk komutanlar tarafından tarihe gömüldü..
Yani 2200 yıl dünya ya hükmetmiş Afrika kıtasına, Hindistan’a kadar uzanmış 33 Lejyonu ile kontrolü elinde tutmuş, Su kemerleri ile şehirlere su taşımış tiyatro spor salonları gibi sosyal donatılar yaparak tarihe imza atmış Roma imparatorluğundan geriye kalan "Roma "diye bir millet yok ..Coğrafi alanında İtalyanlar 19. Yüz yılda
devletleşmiş ama halkının adı italyan ,Hitler döneminde ise Almanların Roma-Germen diyerek eski Roma yı sahiplenme iddiası var..
Onun yerine yine tarihde" var olan" ama hiç bir zaman ,bir bütünlük sergilemeyen, Atina şehir devletlerinin vatandaşları 1826 yılında hülle ile Yunanistan olarak devletleşiyorlar..
Devletleşmek insan kaynağı ve birikimi ister.. Romalılar kalmıyor ama minik minik "Atina birliğini" kurmayı bile beceremeyen yunanlılar, devlet kuru/durulu/yor. .İngiltere isterse her şey olur.. Yunanistan kurulurken ortodoksluk esas alınıyor. Eflak Boğdan dan ,odessa'dan istanbul Fener Rum Patikhanesi müdavimlerinden ve hristiyan Arnavutlarda var. Bunların içinde Karaman beyliği dağıtılırken karamandan sürgün gönderilen Hrisriyan Türklerde var..
1826 da çeşitli kaynaklardan bir araya getirilenler"Yunan milleti "diye yutturulup ,karşımıza Yunanistan diye bir ülke çıkarıyorlar. Neden ? Çünkü asıl proje Sakalardan Firglerden beri Anadolu da Var olan kökleri Sümerlere dayanan Türkleri Anadolu dan defedip, asıl sahiplerinin Yunan olduğuna dair tarih gerçekliği oluşturup ,Türkleri tasfiye etmektir. Bunun adına batı edebiyatı ve tarihçileri Şark meselesi demiştir..
19,yüz yılın başında Son dönemine adım adım yaklaşan, Koskoca Osmanlı İmparatorları ,egemenliği kaybetme korkusunun oluşturulması ile kendi askeri gemilerini kızağa çektirip, yeniçeri ocakları kapattırıp askersiz kalmadı mı? Kütahya da Yunanistan da kendisinin atadığı valinin askerlerine yenilmedi mi? Benzer durumlar için atalarımız “perşembenin gelişi çarşambadan belli olur “demiştir .Evet tedbirlerini almazsak Türkiye yine bir yeni perşembeye gebedir
Anadolu nun Türksüzleştirilmesi projesi, devletsiz bırakma ile başlar.. Osmanlı Devletinin ortadan kalkması beklenen sonuçu gerçekleştirecekdi .TC kurulmamış olsaydı ..Fakat devlet geleneği olmayan" oluşturulmuş Yunanistan "15 Mayıs 1919 da Anadolu ya askerini çıkarıp, doğrudan Türk varlığına ve toprağına saldırınca, program sahiplerinin irade dışında değişdi. İngilterede uzun yıllar Başbakanlık yapan Churcıll ın dediği gibi Yunanlılar İzmir e cıkarma yapmasa idi "uyuta uyuta ŞARK MESELESİ halledilecek ve Anadolu Türksüzleşecekdi. Yunan mezalimini Balkan göçleri ve Polatlı ya kadar ilerleyen YUnan işgalinde hafızalarda yerini korumaktadır.
TC nin kuruluş şartları ,onlara karşı duruş ,Avrupa tarafından hesaplanan haritanın dışında bir varoluştur..
Modern anayasal devlet kurulurken , Atatürk ün mutlak etkisi, tarih -arkeoloji hukuk- bilgisi ve öngörüleri ile Çekirdek devleti koruyan ,merkezi devlet yapısını kendi insan unsuru ile birlikte en üstün değer kabul eden devlet anlayışını getirmiştir..
Bilinen tarihi gerçeklik, Sürekli saldırıya açık anadolu ilk çağlardan beri devletler çöplüğü olmuştır. TC ni oluşturan kurucu irade,Tedbirleri sürekli varoluşa göre geliştirmiştir..Batı dünyasının önünde Türksüzleştirme politikasının önünde bir diğer engel, ortaya çıkan Atatürk ve Atatürk e verilen toplumsal değerdir.. Yeni geliştirilen yöntem Atatürksüzleştirilerek Türksüzleştirme sonucunu elde etmektir.
Günümüzde devletin iki silahı vardır .Cezalandırma ve vergilendirme .. Her iki silah türüde yıllara dayalı olarak devletin güçlendirilmesi yerine , tasfiye sürecine katkı sağlamak işin kullanılmıştır..
Vergi, hazineye gelir amacı ile kullanılan, düzenli genel ve bazende olağanüstü hallerde ,tekil vergi koyma yetkisi ile elde edilen gelirdir..
Bu tanıma sosyal hayatı düzenleme gücünü el altından kullanma kudreti de eklenir..Türkiye deysen ..Uyuşturucu satıcılı ve imalatçılarının önünün ceza infaz yasaları ile açılması ,alkol tüketim tedbirlerine getirilen vergiler yolu ile fahiş zamlar TC nin insan kaynağına darbedir...
Kıbrıslı senin ürettiğin rakıyı 125 Tl ye satın alıyor sen 650 tl ye alıyorsun..
Çarşının cazibe merkezindeki içkili lokanta ve eğlence yerleri kapandı..Kapanma/kapatma alkolizmle mücadele de çözüm mü ? Şehirlerde Kerhaneler kapandı .Şimdi kafa yapıyor diye insanlar daha ucuz ve hızlı 20 TL ye uyuşturucu hap alıyorlar. Her sokak arasında satan ,her mahallede bir imalat çı var. Kerhaneler kapandı orospuluk bitti mi?Polis hangi evler randevuevi olarak çalışıyor, biliyor. Hangi apartlar, fuhuş için saatlik hizmet veriyor biliyor..
Sarhoş der geçersin Bir günde sahte içkiden ölü sayısı 33 oldu..Ölen adamlar, gidip kendileri almadı .Restauranta gitti içki siparişini verdi. .Bir şeyden haberi yok..
İşletmeci de da ucuza aldığı sahte rakıyı normal rakı fiyatına yazarak karlılığını 4 e katladı..
Şimdi kim suçlu?
Halife 4.Murat bunu içti
Halife Yezid in babası nın sarayı şam da mahzenleri şarap dolu idi..
Tüm doğu toplumu müslüman ülkelerde sakız gibi çiğnedikleri aslında uyuşturucu kullanıyorlar..
Sahte içki olayı TC. me çekilmiş bir operasyonu Türksüzleştirme ,Türk ün Türk e katlettirilmesi projeksiyonudır..Bu işin altında müslümanlık arttırma kaygısı değil, uyuşturucuya pazar yaratma kaygısı ve Amerikan kıtasındaki kızılderililerin ateş suyu ile yok edilerek bir ırkın ortadan kaldırılması amaçlanıyor..
Kimyager sayılabilecek Sahte alkol üreticisi,Etil alkol le metil almol arasındaki zehir farkını bilen bilebilecek durumdadır. Tüm faillerin “Zehirleyerek adam öldürmeden “yargılanmaları gerekir.Buna cezalandırma yerkisinin yerinde kullanılması denir..
Sosyal hayata müdaheleyi, uyuşturucu ve sahte alkolle nizam vermeye çalışanlar merkezi idarenin çözünürlüğü içinde ne varsa ferö terör örgütü ile mücadele adı altında yapmıştır. Buna TC nin kurulurken birden çok merkezden bulunan Devlet otoritesinin merkez kaç kuvveti gibi birbirini demetleyerek varoluşu desteklemesi, kaçanın yerine diğer kalanın geçerek denetleyerek yerini tahkim etmesi geride bırakılarak tek elde toplanıp kağıttan saraya dönüştürülmesi çabasını esefle izliyoruz.. Tarihi mekteplerin kapatılması ,Türk hukuk tarihi ve içtihatlarının sıfırlanması, kurumların lağvedilmesi,yeni doğan cetesi gibi sağlık faaliyetlerinin dumura uğratılması, cezaevi kampüslerinin üniversite kampüslerinin önüne geçmesi yıllara dayalı olarak devletin varoluş hikayesi ıslartaya çıkartılmak istenmektedir..Üst akıl Anadolu dan Türklerin defini bela defi olarak görmektedir..Herkesi toprağın altına gömecek halleri yok ..Değer yargıları ve aile yapısını gömdüklerinde bizi de gömmüş olacaklar.
Hazır oluşturulmuş Yunanlılar da orada bekliyor. Asıl soru biz ne yapacagız?