TIBBİYE MÜŞTERİSİ
Dişçinin berber ,büyücünün tabip olduğu hallerden yapay zeka eşiliğinde 3D yazıcılar eşliğinde birebir diş yapabilen yada mikro ölçekde damar dikilebilen teknolojik tabiplere sahip bir dönem yaşıyoruz..
O kadar mekanikleştik ki aile hekiminiz bile ilaç firmasının tetikçisi gibi sizin avlanmanıza yol açacak sekılde ağrı kesici ,pazarlama gücüne bağlı antibiyotik yada mutluluk habının renklenidiricilerini yazmakda beis görmüyor.İmplamtı yapacaksan şimdi yoksa kemik erimesinden yaptıramazsın diye 14 ana dişini 45 dakikada kökten çeken dişçiye de hekim diyoruz
Hasta müşteri olunca kotayı insan değil sadece dolar işareti doldurur
Tıbbiye eğitiminin tedrisat programının “ilaç firmaları “tarafından dikte ettirildiğini ,öğrendiğimden beri kimyasal ve biyolojik silah imalatçılarının, bu firmalar içinden, ihtisas alanı yaratarak, vucut denilen organizmayı, zehirleyerek bir tarafı tedavi edip yada beynin ilgili alanını uyuşturarak ,organizmayı yine organizmanın gücünden yararlanarak iyileştirdiğı ileride objektif kriterlerde ortaya çıkacaktır.Firmalar İyileştirirlen diğer bir ilaç gerektirir hastalığıda icat ederek pazarını genişletmektedir.Bunun adı tedavi olur mu? Yada bu hastalık icadını yapana doktor denir mi?
ibn-i Sina Hacettepe Tıp Fakültesini bitirmedi ama kitapları 20.yüzyıla kadar kız çocuklarının okutulmadığı İngiltere bile Tıp öğreniminde kullanılmıştır..
Vucudunu ,idrarının rengi kokusu hastanın ten rengi teri veya kokusu ile ölçme değerlendirme yapan 20 yüzyıl öncesi tabipler insan odaklı düşünüp çözümlerini üretiyorlardı..
Hititli bir tabip ,taşdan doğum sandalyesinde en iyi ıkanarak doğurmanın
şeklini ve yöntemini biliyordu..Doğumda ölen Sezar ın annesinin karnını yararak,doğum yaptıranlar,sezaryanın istisnai bir yöntem olduğunu da Romalı tabipler biliyordu..Sara Epilepsi hastasının kafatasını delerek ameliyat eden ve karıncalarla, iki deriyi birleştiren Mısırlı tabip sadece zenginlerin değil fakirlerinde mumyalanmasındaki ölçütleri ve ölüye saygı gereği yapılması gerekenleri biliyor ve uyguluyordu..
Saka Türk ü rahip ,doğadaki bitki soslu koku ve zehirde olsa düşük oranlı uygulamaları ile gümüş demir verdiğinde kandaki trombositleri ,antikorları harekete geçirdiği biliyordu .Bugün pehlivan suyu denilen suyu bilen kişiler dövme demir yapanların demiri soğutmak içn kullandıkları suyu belirlenen oran ve ölçekte kullanarak kansızlık kronik sorunu olanlara çözüm üretmektedirler..Bu tarihsel bilgiler uygulayıcılarına vahiy yolu ile gelmedi .Tarihsel topraklarda ilk evvelden beri gelen uygulamalar zaten vardı.Araya bazı sahtekarlar kaynadı Pehlivan suyunu bilmediği için boş suyu” okudu tükürürcesine üfledi “bunada din istismarcıları denildi..
Artık bu dermansızlık halinin istismarcıları bu yüzyılda sadece din istismarcıları değildir ad değiştirdiler..Tıp eğitimini kendi belirledikleri usul ve esasda geliştirirken insana hasta değil müşteri gözü ile baktılar ..
İnsanı muhasebeleştirdiler.Tedavi edilebilecekkken kesilen bir kol takılan bir protez yada ameliyat büyüklüğü sebebi ile sigorta şirketinden tahsilat gözü ile gördüler.Tansiyonu doğada var olanın aksine “ilaçla düşürürken” beyinde oluşturduğu atıkla, ileride alzaymır ve demansın “ver yansın” sloganını sadece reçetelere değil “ dağlara taşlara “ yazdırdılar. Vücudun ürettiği şekerin dışında hiç yemesek ihtiyaç duymadığımız denge bozucu ,tüm mikropların vucut içindeki geçim kaynagı şekeri standart dışı ilaçlarla yerlere göklere sığdırdılar..Şimdi neredeyse her evde bir şeker hastası var..Diyete uymazsan gözün gider ortopedik vedalaşmalar yaşarsın..Varsa yaran hiç kabuk bağlamaz gibi marazlarla karşı karşıya kalırsın ..
Avukatlık yaptığım yıllarda Bir dilekçe yazmıştım. Maliye de çalışan bir memura hanım “gögsümde kitle var “diyerek meşhur zincir bir hastaneye gidiyor.” kötü huylu” denilerek, araştırması yapılmaksızın kadının göğsü alınmışdı.Kadın daha sonra üniversite hastanesinde yaptırdığı tetkikde “göğüs almanın gerek olmadığı” söylendiğinde dünyası yıkılıyor..Kadının kocasına karşı ,hem cinslerine karşı hayata karşı ne düşüneceği düşünülmeden “muhasebeleştirilerek “ o travma ona yaşatılmıştı.Çünkü emekli sandığı ,garanti para ve para kaynağı bir hasta ağa düşmüşdü.Ameliyat çapına göre devletten para aldığı için kadına hiç acımamışlardı..
Yine bir inşaat ustası Kan sulandırıcı vermedikleri şekeri yüksek olduğu içinde bacak damarına pıhtı atmış kalp ameliyetı olan dağ gibi adam şimdi ortopedik özürlü olarak bacağı sakat ,iki parmağı da kesilmiş vaziyette duruyor.Yukarıda bahsettiğim zincir hastanenin müşteri gözüyle baktığı bir diğer hastadır..
iki ayrı bağımsız olay ama adı geçen firma nın Bursa ve İstanbul hastanelerinde ameliyatlar gerçekleşmiştir..
Tıp eğitimi artık doktor değil” ne vereyim abime “tipli doktor yetiştirmektedir..İnsan merkezli düşünenleri sonsuz fedakarlıkda bulunan ve Çanakkale savaşında kendi oğluna bitmek üzere olan igneyi vurmayan doktor gibi kahramanları tenzih ediyorum ..
Özel hastaneler artık toplumun yeni kanayan bir yarasıdır.Yeni doğan çetesi ile bu durum aşikare acımasızlık boyutları ile ortaya çıkmıştır
Peki bir sohbet toplantısında bir arkadaşın komşusınun başına gelenlere ne demeli ?”alt komşumuz düşmüş; belini, leğen kemiğini, bacağını kırmış İzmir ….Hastanesine götürmüşler, sabah kan sulandırıcı ilaç almasına ve şekerinin 400 olmasına rağmen ameliyat etmeye kalkmışlar. Gelini de doktor ameliyata itiraz etmiş, bunun üzerine Ankara'dan başka doktor arkadaşını getirtmiş, şekerinin bu kadar yüksek olduğu halde ameliyat olur platin takılırsa ilerde platinin çürümeye neden olacağından sakat kalacağını, 1 ay yatarsa ameliyatsız iyikeşebileceğini söyleyerek ameliyat yapmamış”İki farklı doktor tipi …Bilmezsen kurban sensin demektir..
Yine İzmir Özel ….Hastaneainde. İltihaplı safra kesesi ameliyatı yapmış ve hastayı meredeyse öldürecekmiş buda İzmir in meşhurşarından bir özel hastanede meydana gelen olaydır..Kime güveneceğiz?
Özel hastasneler ,şu an şehir hastanelerinin gerisine düşmüş ve gelene dolar gözüyle bakıyorlar..
Sağlık sigortası uygulamasında da hata var..Sigorta şirketinin söyüşleneceği şekilde uygulamalar yapılmaktadır..Artık özel Sağlık Sigortasına gerek olmadığını düşünüyorum Hep tokat havası var.
Misalen;Ortopedik ağrı ile gidiyorsun ve istediği tetkikler ile ilgili Aynı şeyler aile hekiminde kaydın var E nabızdan baksa görecekdi..Ama senden yine aynı tetkikleri istiyor..Kan idrar örneği tomografi haşırt 10 bin TL Para yine bizden çıkıyor.. Tamamlayıcı sigorta olduğunda da devletten çıkıyor..
Sistemde arıza var. Sigortadan yararlanan şirket içinde bir heyet yada Sağlık bakanlığı bu işi HASTALIK BÜTÜNLÜĞÜ içinde bir ayraç getirmelidir.
Her adıma bir bedel medel ödemeliyim .Araba alıyorsam lastikleri ile bir alıyorum .Müşteriye “Hayır lastik parası ödeyeceksin “denilir mi?Hastalıkla ilgiliyse mecbur bakacak ve gereken tetkik neyse yapacak buna ayrı bir ücretlendirme yapmamalıdır.Benim sağlık konusuyla ilgi bilgi yetersizliğim ve ölüm yada sakat kalma korkum neden özel hastaneye haksız kazanç olsun ..
Sistemde bütünsellik getirilmeli bilgi havuzuda yer alan bilgilerin tekrar istenilmesi kötüniyet sayılmalıdır..Yada Önleyici sağlık tedbiri olrak yaş skalası oluşturularak kamu hastaneleri tarafındam mineral vitamin yağ antikor sayısı gibi terkikler e nabızda yer almalıdır .Yoksa her sigorta şirketi batmaya mahkumdur..Acımazlar..İnsana acımayan şirkete hiç acımaz ..Tıp tedrisatının,kimya firmalarının hegomanyasından kurtulması umudu ile
Torun Halili
(
Tıbbiye Müşterisi başlıklı yazı
HALİLİ tarafından
18.02.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.