Ateşte Semah Dönenler-3-
“ ATEŞTE SEMAH DÖNENLER 3 ”
d) Devlet yetkilileri ne dedi?
Sivas’ta
eli sopalı, taşlı, zincirli onbini aşkın saldırgan, insan avındaydı.
Korkunç durum, Başbakana, İçişleri Bakanı’na defalarca bildirildiği
halde herhangi bir yardım gelmedi ve önlem alınmadı. 35 insan
yakılarak feci şekilde katledildi. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ;“Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya
getirmeyiniz” diyor, ilgilileri uyarıyordu. Cumhurbaşkanının
“halk”tan kastettiği oteli kuşatan saldırgan kalabalıktı. Gerçi Süleyman
Demirel, politik yaşama kazandırdığı, “Bana sağcılar suç işliyor
dedirtemezsiniz” şeklindeki veciz sözü ile tarafını çoktan
açıklamıştı.
Başbakan Tansu Çiller ise, “Çok
şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diyebiliyordu.
Daha sonra TBMM’de yaptığı bir konuşmada da Van’da yakılan bir oteli,
Sivas’takiyle karıştırmış ve “Bir vatandaş, sigortadan para almak
için sigortalı oteli yakmıştır” demişti. Bir başbakan, ülke sorunlarına
ve toplumsal gelişmelere bu denli duyarsız olabiliyordu.
Ülkenin iç asayişinden sorumlu bir yetkilisi, İçişleri Bakanı Mehmet
Gazioğlu, otele yapılan saldırıyı, “Aziz Nesin’in halkın inançlarına
karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir”
şeklinde yorumlayarak saldırganları mazur göstermiştir.
Devlet
yetkililerinin açıkça taraf tutmaları, güvenlik güçlerinin ilk
soruşturmasını da etkilemiştir. Saldırı öncesinde, sırasında ve
sonrasında yeterince önlem alınmadığından insanlar yakılmış,
saldırgan katiller ellerini kolllarını sallayarak kent dışına çıkmış
ve izlerini kaybettirmişlerdir. 10-15 bin saldırgandan ancak 35 kişi,
katliamdan bir gün sonra gözaltına alınmıştır. Artan toplumsal tepkiler
sonucu, gözaltına alınanların sayısı daha sonra 190’a çıkarıldı.
Gözaltına alınanlar hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına
muhalafetten dolayı soruşturma başlatılmış, fezlekeler bu doğrultuda
hazırlanarak Cumhuriyet Savcılığı’na sevkedilmişlerdir.
Soruşturmanın bu yetersiz çerçevede kalması sonucu, 190 kişiden 124’ü
tutuklanmış, geri kalanlar serbest bırakılmışlardır.
Olay, rejime yönelik ve arkasında ırkçı-şeriatçı örgütlerin bulunduğu
siyasal bir gelişme şeklinde ele alınmadı. Hukuki süreç bu yönde
işletilmedi. Böylece, 35 kişinin katledilmesine, 60 kişinin ağır
yaralanmasına, onlarca arabanın yakılmasına neden olan katliamın
düzenleyicileri olan ırkçı-şeriatçı örgütler ve katliamda kusuru
bulunan sorumlular ortaya çıkarılmadı.
e) Sivas Valiliğinin Raporu
Sivas Valisi Ahmet KARABİLGİN, katliamla ilgili olarak hazırladığı bir raporu İçişleri Bakanlığına sunar:
Olay Öncesi İstihbarat
01.
07. 1993 Perşembe günü, İl Merkezinde başlayacak olan ve aralarında
Aziz NESİN’in bulunduğu birçok yazar ve sanatçının katılacağı 4.
Geleneksel Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ni protesto etmek
amacıyla, 30. 06. 1993 günü ‘gizli’ olarak, ‘Ek - 1’de sunulan
bildiri dağıtılmıştır.
Konunun hassasiyetinden
dolayı, etkinlik programı ve Aziz Nesin aleyhindeki bildiri Emniyet
Müdürlüğü’ne faksla iletilmiştir.
II. Olayın Başlangıcı ve Seyri
2 Temmuz 1993 Cuma
-
Paşa Camii önünde görevli emniyet ekibi (3860 kodlu) tarafından, Paşa
Camii ve Meydan Camii’nden, Cuma namazından çıkan 500-1000 kadar
kişiden oluşan grubun dört koldan Hükümet Konağı’na doğru
ilerledikleri bildirilmiştir. (13.30)
- Hükümet
Meydanı gerisinde oluşturulan polis barikatını aşan yaklaşık 2 bin
kişi, maydanda, “Vali istifa”,”zafer İslam’ın”,”Şeytan Aziz”,”
İslamiyet’i ezdirmeyeceğiz” vb. sloganlar atmışlardır. (13.40)
-
Sayıları yaklaşık 3 bini bulan grup, Osmanpaşa Caddesi ve Buruciye
Medresesi civarında benzer sloganları yinelemiştir. (13.55)
-
3 bin 500 dolaylarında gösterici, Kültür Merkezi önüne gelmiş ve
içerdeki karşıt grupla slogan mücadelesi başlamış, çatışma polis
tarafından önlenmiştir. (14.10)
- Kültür Merkezi’nden ayrılan grubun sayısı, 4-5 bini bulmuştur. (14.40)
- Grup, Buriciye Medresesi’ne gelmiştir. (14.45)
-
Buriciye Medresesi önünden Hükümet Meydanı’na geçen 6 bin dolayındaki
gösterici, aynı sloganları tekrarlamışlardır. (14.50)
- Grup, Hükümet Meydanı’ndan Atatürk Caddesi’ne yönelmiştir. (15.00)
- Atatürk Caddesi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na gelinirken, sayı yaklaşık 8-9 bini bulmuştur. (15.10)
- Hükümet Meydanı’ndan İstasyon Caddesi yoluyla Kültür Merkezi’ne gelen
göstericiler, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etmiş; Kültür
Merkezi içindeki karşıt grupla taşlı sopalı çatışma, polisçe, fazla
büyümeden, zor kullanılarak önlenmiştir. (15.30)
-
Valilik tarafından görevlendirilen Belediye Başkanı, Kültür Merkezi
önündeki topluluğu sakinleştirmek için bir konuşma yapmıştır. (15.48)
- Kültür Merkezi’nden İstasyon Caddesi yoluyla
yeniden Hükümet Meydanı’na ve Madımak Oteli civarına gelen yaklaşık
10 bin kişilik gösterici grubu, slogan atmaya devam etmiştir. (15.55)
- Madımak Oteli önünde toplanan yaklaşık 15 bin göstericiye,
Valilik’ten gelen istek üzerine, Belediye Başkanı ve Büyük Birlik
Partisi İlçe Başkanı birer konuşma yapmışlardır. (18.00)
- Belediye İtfaiye araçları, Hükümet Meydanı’na gelmiştir. (18.30)
-
Kültür Merkezi önündeki heykel, belediye garajına konulmak amacıyla
Meydan’dan geçirilirken, topluluk tarafından Madımak Oteli önüne
getirilmiştir. (19.14)
- Madımak Oteli önündeki araçlar ve heykel ateşe verilmiştir. (19.50)
- Otele yaklaşmak isteyen itfaiye araçlarına, göstericiler yere yatarak engel olmuşlardır. (20.00)
- İtfaiye, otele güçlükle yaklaşabilmiştir. (20.05)
- Yangın Otele de sıçramıştır. (20.10)
- Afyon Sokak’tan (arka taraftan) gelen itfaiye, yangını söndürmeye başlamıştır. (20.20)
- Hükümet Meydanı’na gelen göstericiler, Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlamışlardır. (20.40)
- Güvenlik kuvvetleri havaya ateş etmiş ve göstericiler dağılmaya başlamıştır. (20.50)
- Kalabalık, küçük gruplar halinde şehrin çeşitli kesimlerine yayılmıştır. (21.00)
- Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk Büstü tahrip edilmiştir. (21.40)
- Sayın İçişleri Bakanı Valiliğe gelerek, olaylarla ilgili bilgi almıştır. (22.00)
-
Valilikçe ilan edilen ”sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik
güçleri şehirde tam bir hâkimiyet sağlamışlardır. (23.00)
III. Olayın Nedeni
Olayların
asıl nedeni, dinsiz olduğunu birçok kez açıklayan yazar Aziz Nesin’i
bahane eden irtica yanlısı ve devlet düşmanı odakların, fırsattan
yararlanıp, halkı, işsiz, güçsüz kişileri galeyana getirmesi ve
istismar etmesidir.
Olaylar, idarenin elinde
olmayan, kanunsuz göstericiler karşısında eldeki güvenlik güçlerinin
kesin üstünlüğünü imkansız kılan bir gelişim seyretmiştir.
Gelişmeler, dakika dakika hükümet yetkililerine ve üst düzey
yöneticilere iletilmiştir.
Çeşitli camilerden
çıkan ve normal bir kalabalık içinde küçük gruplar halinde değişik
yönlerden gelen göstericiler, bir anda Hükümet Konağı önünde kanunsuz
gösterilerine başladılar. 13.30 dolaylarında başlayan bu ilk olay
üzerine, derhal Emniyet ve Jandarma üsleri ile yaptığım haberleşmede,
başlayan olaya karşı alınacak önlemler değerlendirilmeye ve
uygulamaya sokulmuştur. Olayın, ilk dakikalarında yarattığı izlenim,
toplanan kişilerin hemen dağılıp gidecekleri şeklinde olmuştur.
Topluluğun
Hükümet Konağı önünden ayrılmayıp slogan atmayı sürdürdükleri ve
yere oturmaya başladıkları görüldüğünde, işin ciddiyeti anlaşılmış ve
saat 13.45’te, yani olayın başlamasından 15 dakika sonra, Tugay
Komutanı’ndan askeri güç talebinde bulunulmuştur. 13.45’te başlayan
ve aralıklarla süren takviye kuvvet isteme talebine gecikerek
karşılık verilmiştir. Hazırlandığı bildirilen kırk kişilik ilk
kuvvet, Hükümet Konağı önüne ancak saat 16.00 dolaylarında ulaşmıştır.
Saat
19.10’da Genelkurmay Başkanı ile yaptığım telefon görüşmesine kadar,
Tugay güçlerinin olay mahalline sevki mümkün olamamıştır. Sayın
Genelkurmay Başkanı bu telefon görüşmesinde, Tugay’ın tüm gücünün
olaylara müdahale etmek üzere kullanılacağını bildirmiştir. Saat
19.45’te, göstericiler kundaklanmış Madımak Oteli’ne girmek
üzereyken, Tugay’ın son gelen ek gücü, koşar adımla kalabalığa
müdahale etmeye çalışmış, ama kalabalığı yaramamıştır. Tugay
takviyesinin en son anda, saldırganlar otele girmek üzereyken
ulaşmakta olduğu, deşifre edilecek Emniyet telsiz konuşmalarından,
Emniyet Müdürü ile yaptığım haberleşmelerden de anlaşılmaktadır.
Bu
kritik anda yanımda bulunan İl Jandarma Komutanı’nın emri ile Jandarma
timinin havaya ateş açması, olayların daha vahim noktalara gitmesini
önlemede etkin olmuştur.
IV. Son Değerlendirme
1.
Kanunsuz bir toplum olayına dönüşeceği yönünde kesin bir belirti
bulunmamasına rağmen her türlü güvenlik önleminin alındığı etkinliklerde
fanatik bir grubun çıkarttığı olayın, daha önceki yıllarda yaşanan
ve tüm şehri kaplayan mezhepler arası çatışmaya dönüşmemesi, güvenlik
güçlerinin halk üzerine ateş edip olayları daha da alevlendirmesi
yanlışlığına düşülmemesi yönünde her türlü duyarlılık gösterilmiştir.
Keza aynı yaklaşım, Sayın Başbakan’ımız ve İçişleri Bakanı’mızla
yaptığım telefon görüşmelerinde, ‘Gösteriler içindeki halkın,
güvenlik güçlerinin ve saldırıya hedef olan misafirlerin hepsinin
korunması zorunluluğu olmadıkça kuvvete başvurulmaması’ şeklinde
tekrar edilmiş ve bu yönde talimatlar alınmıştır.
2.
İlk anda kuvvete başvurup, grubun tüm şehre yayılması; olayların tüm
şehri kaplaması ve sayıca yetersiz güvenlik güçlerinin şehre yayılan
olaylar karşısında iyice güçsüz bir duruma düşmesi ve olayların daha
büyük facialara dönüşmesi sonuçlarını yaratabilirdi.
3.
Çevre illerden gelen takviye güçler, 25-30 sayıları mertebesinde
kalmış, Tugay’ın tüm gücünün bir anda seferber edilmemesi de, mevcut
güvenlik kadrosuna yeterli desteğin zamanında katılamaması sonucunu
doğurmuştur.
V. Sonuç
Sonuç
olarak, yaşanan üzücü olayın öncesinde, olay sırasında ve sonrasında,
eldeki tüm olanaklar ve güvenlik gücü kullanılmaya çalışılarak,
ilimizde bulunan askeri birlik, 5. Piyade Er Eğitim Tugay
Komutanlığı’ndan, İçişleri Bakanlığı Sayın Müsteşarı’nın bilgisi
altında Kayseri ve Tokat illerinden; ilimiz Hafik, Yıldızeli, Kangal,
Şarkışla ve Zara Kaymakamlarından takviye kuvvet zamanında
istenilmiş, Sayın Başbakan’a, Sayın İçişleri Bakanı’na, Sayın İçişleri
Bakanlığı Müsteşarı’na, uçak ve helikopterle takviye gönderilmesi
talebi arz edilmiştir. Yaşanan bu üzücü olayda, Valiliğimiz yasal ve
idari her türlü çareye başvurmuş, gerekli makamlarla haberleşme ve
koordinasyon içinde bulunmuştur. Dünyanın her yerinde, ülkemizin
birçok yerleşim merkezinde de yapılması gereken en temel iş, olayları
sınırlamak ve büyümesini engellemektir. Bu çerçevede Valiliğimiz
görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmiştir.
f) Tahrik mi, Tertip mi?
Devletin
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakan düzeyindeki yetkililerinin olaya
yaklaşımları, yakılanların bunu sanki hak ettiği yolundadır.
Saldırganlara yönelik herhangi bir tutum alınmasına karşı çıkmakta,
olayın tahrike bağlı bir duyarlık olduğunu iddia etmektedirler.
Böyle
bir tutum, etkilerini göstermekte gecikmedi. Nitekim Emniyet Müdürü ile
Vali hemen görevden alınır. Katliam soruşturması, Aziz NESİN’in
tahrikleri ekseninde yürütülür.
Emniyet
tahkikatı bu yöndedir ve Savcılık da böyle bir yol tutturmuştur.
Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasında, katliamı planlayan ve başlatan
örgütler üzerinde durulmamış; saldırı Aziz NESİN’ın tahriklerine
bağlanmış ve iddianame, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına
muhalefet temelinde hazırlanmıştır. (Sivas Savcısının hazırladığı
iddianame: Hazırlık 1993/2460, Sivas Asliye Ceza Mahkemesi)
Ankara DGM Savcılarının 1 Nolu DGM’ye sunduğu iddianamede de,
“Sivas’ta Pir Sultan Şenlikleri ve bu şenliklere katılan, bir
konuşma da yapan, Aziz NESİN gibi dini inkâr etmekten öte, İslâm
dinini küçültücü, aşağılayıcı bir kitabı da neşrettiren, Türk halkına
aptal demekten çekinmeyen kişilerin davet edilmesi” gibi ifadelere
yer verilmiştir. 8 DGM Savcıları da, katliamı planlayanları ve
başlatan örgütleri ortaya çıkarmaktan yana olmamış ve olayları Aziz
NESİN’in tahrikine bağlamışlardır.
Ankara 1
Nolu DGM de gerekçeli kararında (E: 1993/106, K: 1994/190), saldırıyı
ve katliamı Aziz NESİN’in tahrikine bağlayarak olaylarda bir örgüt
aramanın gereksiz olduğuna karar vermiş, sanıkların cezasında da
dörtte bir oranında indirim uygulamıştır.
Oysa
saldırının ve katliamın örgütlü olarak planlandığına dair tanık
ifadeleri ve belgeler bulunmaktadır. Üstelik bunların tümü mahkemeye
sunulmuştur. Olaylardan iki gün önce kentte, “Müslüman Kamuoyuna”
başlıklı bir bildirinin dağıtıldığını belirtmiştik. Şenliklerin
birinci gününün akşamı, “Halkımıza Çağrı” başlığı taşıyan ikinci bir
bildirinin dağıtıldığı da vurgulanmıştı. Malatya Valisi, saldırıdan
bir gün önce bir otobüs dolusu Aczmendi militanının Malatya’dan
Sivas’a geldiğini, basına söylemiştir. Yine daha önce aktardığımız gibi,
şenliklerin birinci ve ikinci günleri, Sivas’taki yerel sağ basın
organları (Hürdoğan, Bizim Sivas, Hakikat, Anadolu, Yeni Ülke vb.)
dağıtılan bildirilerin içeriğine uygun ve tahrik edici yazılar
yayımlamışlardır.
Bu yazılı kaynaklara ek olarak,
TBMM’nin olayla ilgili kurduğu Araştırma Komisyonuna ifade veren
çeşitli görevlilerin anlatımları da ilginç bilgilerle yüklüdür.
O günlerde Sivas Emniyet Müdürü olan Doğukan ÖNER: “...
Bu Perşembe günü de, Aziz NESİN Buriciye Medresesine gitmiş,
Buriciye Medresesinde öğleye kadar kitap imzalamış, o akşama kadar
belirli yerlerde gezmiş. O akşam çıkıp Madımak Oteli’ne gitmiş. Gece
saat 21.00’de bir tek siyasi şubemizin korumasıyla birlikte yanında 8
kişi ile Madımak Oteli’nden çıkmışlar, Atatürk Caddesinden inmiş
aşağıya; orada Sarayhan Restorantı var; Sarayhan Restorantına yaya
gitmişler. Orada içki içtikten sonra da yine yaya olarak aynı ekiple o
şekilde gitmişler. Yani ben şunu arz etmek istiyorum, yani olay bir
tek Aziz NESİN’e yönelik olan bir hadise değildir.
“...
Bu işte kesin provokasyon vardır. Bu işte kesin dışarıdan gelme
birtakım güçler vardır. İlk defa camiye gittiğim zaman o caminin ön
tarafında belirli birtakım gruplar vardı... Ben o grupları Madımak
önünde görmedim...”
Mehmet YILDIZ (Sivas Emniyet Asayiş Müdürü): “Heykel
getirildi, topluluğun önüne atıldı. Atılınca gerçekten insanlar
artık çok çılgınca hareket ediyorlardı. Dişleriyle dahi ısıranları
gördük, kafasını vuranları gördük... Paşa Camisinden anons edilince,
diyelim ki 200 kişi pankart astı. Amerikan Bayrağını yaktılar...”
Millet Partisi İl Başkanı: “Paşa
Camisinde namaz bitmişti, bir kısım imamı beklemeden namaz biter
bitmez dışarıda bir gürültü patırdı oldu... Amerikan Bayrağının
yakılışını bizzat gördüm. Pankartı da cami duvarında asılı olarak
gördük.”
Dr. Hüseyin POLAT (Tabibler Odası Başkanı):“Öncelikle
bu saldırı devlete karşı yapıldı. Laik Cumhuriyete ve Atatürk’e
karşı yapıldı. Belediye Başkanı ‘Gazanız mübarek olsun’ diyerek
manevi destek verdi.”
Mehmet TALAY (Kültür
Bakanlığı Sivas İl Müdürü): “Aziz NESİN Sivas’a ilk kez gelmedi. Aziz
NESİN bundan yedi, sekiz ay veya bir sene kadar önce kitap imza
gününe gelmişti. Sonra Aziz NESİN’in konuştuğu gün Perşembe günü,
olaylar 24 saat sonra çıkıyor. Tepki olarak olsaydı aynı gün tepki
olurdu...”
Şakir ŞEKER (ANAP İl Başkanı): ”Caminin
içinden insanlar çıkmaya başladığı anda, 20 veya 25 kişilik namazla
hiç alakası olmayan ve namaz kılmayan bir grup, bahçede namaz kılan
yere gelir ve bunlar bir pankart açarlar, arkasından da bir Amerikan
Bayrağı ateşe verilir...” 10
Yine kamu
tanıklarından Emniyet görevlileri İzzet KARADAĞ, Erol ÇÖL, Refik
SUNGUR, Nazım GÜNAYDIN, Orhan Veli KARADAYI, Mehmet ÖZBEK, Ömer Faruk
ÜNAL hazırlık ifadelerinde ve Mahkemedeki ifadelerinde saldırının ve
katliamın organizeli olduğunu belirtmişlerdir. 11
Belgelerden ve tanıkların anlatımlarından anlaşıldığı gibi, Sivas
katliamı tahrik sonucu değil, örgütlü ve planlı hazırlıkların sonunda
gerçekleşmiştir.
Devamı var...
(
Ateşte Semah Dönenler-3- başlıklı yazı
Kazım Doğan tarafından
2.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.