Ah yar!
Mecnunlar soluyor yüreğimde,
Gün doğdu Leylalara.
Vakit gecenin çeyreği,
Sensiz dalıyorum yine hülyalara...
Ne onmaz bir yâreymiş, sevda denilen meçhul,
Esra olmalı vuslat.
Hakikat ki, sinemde mevcut değil tahammül.
Bu yangınlar ki bilesin, eşrati aşk-i masumemin
Hani bir kıvılcımı düşse de,
Tutuşsa seninde (benim) yüreğin...
Kaç eyyam gelip geçti dilimden, senli cümlelerimde.
Kaç baharı soldurdum?
“Susma!” diyorsun ah yar,
Bilmezsin ki, konuşursam ağlar heceler.
Yüreğim sükût etmez, kırdın bütün prangalarını.
Ne geçilmez vadilerim vardı
Heyhat, ne aşılmaz surlarım…
Küllenen yüreğimin meltemi!
Seyreyle şimdi yangınlarını.
Konuş dersin sevdiğim,
Ben yalnız sensizliğe susarım...
Aşkın onuru varmış,
Senle anladım müttehit gecelerimizde.
Kokun sinmiş sineme, uykularıma gözlerin değmiş.
Bilir misin kaç okyanus tutuşur,
Kaç sekar soğur yüreğimizde?
Kaç sabahıma sensiz günaydınlarımın kederi sinmiş?
Sen! Gül yüreklim, sevda kokulu Şemsül Sümus´um.
Gel artik ziyalarınla, kamaştır gözlerimi,
Odunla tutuşsun yüreğim.
Öyle bir yak ki, senden gayrısına külüm nasip olmasın.
ZEYNEP ÜNAL