Sokak mızıkacısına
Eski bir şarkıyı döndüren
Ortasından kırılı plağa
Ya da bir hammalın ıslığına ulalıyım
Hece tükürür,
Kelime bükerim avuçlarımda
Makamım yerle gök arasında bir yerdir
Gri adaya yumurtladığından beri güneş,
Karanlığım da üstelik
Alabildiğine yağmur burası
Yağmurluğumdansa, yoksunum
Gazap geçiyor aklımdan,
Hüsran ve heyelan
Düşüme bir ülke giriyor
Berrak suları,
Yedi renkli kelebekleri,
Bembeyaz çatılı
Kubbeli evleri olan
Düşümden bir iklim çıkıyor
Donuk rüzgarlı,
Esmer tenli,
Sert bakışları olan
Düşümde türüyor düşüncelerim
Bakir ufuklar kadar,
Okul servisinde uyuya kalan çocuklar gibi,
Korkulu ürkek ve biraz da kambur
Sonunda düşüyorum düşlerimden
Koşulsuz, bırakıyorum kendimi
Biliyorum zor vakitleri bunlar gecenin
Hiç kokuyorum,
Sus damlatıyorum dudaklarıma
Bitecek diyorum
Geçecek bu yankı kulaklarımdan
Hele bir kükresin aydınlık
Yavrulaşacağım tekraren,
Bilmediğim bir dilde
Söylendiğinde adım
Atlı arabalar taraf tutup
Hep o çakıllı yoldan geçiyorlar
Zakkum kaynıyor bakır kazanlarda
İşçilerin sırtlarından geçiniyor hala bazı şairler
Tuz taşıtıyorlar onlara
Yorgun,
Halsiz,
Yönsüz,
Ve sahipsiz yüklemlere konuk oluyorum
En delişmen halleri,
Mek ile maktır nasılsa...