Bu akşam bir başka bakıyordu Lutfi bu olaya,yaşananlara.Özellikle paşanın anlattıkları,asker gözüyle Ergenekon oluşumu...Daha bir anlam kazanmıştı o birkaç saatlik konuşmalarından sonra bu davanın süreci ve yaşadıkları.

Şimdi hücresinde yastığa başını koymuş derin düşüncelere dalmıştı.Ancak düşündükleri ile yaşadıklarını şimdi daha bir ilişkilendirebiliyor,tutuklanmasını da yadırgamıyordu artık.İnancı var mıydı kurtuluşa,hayır.Biliyordu ki Türk yargısı çok geç tezahur ederdi.Belki de burda çürümek de vardı kaderde...Ama aksine paşa çok ümitvardı.Güveni sonsuzdu adaletin tecelli edeceğine.

Lutfi ,ruhsal bir gıdıklanma hissetti tam uyku esir almak üzereyken de biliyordu ki bu halde uyuması mümkün değildi.Bir şeyler yazmalı,karalamalı ruhunu hafifletmeliydi.Oysa içeri girerken üzerinde ne var ne yoksa alınmıştı da en çok zoruna giden silahının elinden alınmasıydı.Biliyordu ki kalemi herşeyi idi.Onunla duyguları ağlamış,gülmüş bazan şiir olup beyaz kağıda dökülmüş bazan da sessiz hıçkırık olmuş kağıtla buluşamanın hüznüyle mürekkebini salıvermişti örtününün zerine.

Şimdi öyle ihtiyacı vardı ki bu sevgiliye...Arandığını gören koğuş arkadaşı İşçi partisi genel başkanı gülümseyerek,
-Hayırdır hocam,ne aranır durursun...Bir yitiğin mi var derken,ne aradığını biliyormuşcasına elindeki tükenmezi uzatıyordu.Şaşırmış ,bakakalmıştı uzatılan kalemi eline alırken...Sordu,
-Afedersiniz hocam da,kalem aradığımı nerden bildin...nasıl bildin.
-Eee,sayın hocam biz bu saçları değirmende ağıertmadık,dilimiz döner elimiz yazar...Zaten bu değil mi bizim çilemiz de...haksızlığa,hırsızlığa...adeletsizliğe tahammülümüz yok,yazdık,söyledik,avazımız çıktığı kadar bağırdık...sandık ki toplum bizi duyar...evet duydular da duyması gerekenler değil...rahatsız olanlar işte şimdi sen de ben de burdayız...Anlarız kültürlü adamın halinden,yaz hocam,şiir yaz,hikaye yaz,deneme,makale yaz da şu uyuyan ulus uyansın ,biz uyandıramadık belki...demiş susmuştu.Teşekkür etti Lutfi yatağına uzanırken...kalem vardı da ya kağıt...yatak örtüsü ,duvar ne güne duruyordu...Duvara yöneldi yazılmamış yer yoktu,dörtlükler,beyitler,dizeler...hepsinde kadere isyan,ağlayış,göz yaşı...Çarşafa yöneldi duvardan farkı yok...etrafına bakınırken belki yazacak birşey bulurum diye...yine o gülümseyen yüzle karşılaştı...
-Hocam galiba bunu arıyorsun diye elinde bir küçük not defteri sallıyordu...imdadına ikidir yetişiyordu bu ihtiyar...defteri alıp yatağına yönelmişken bir espiri patlattı ki parti başkanı gülmemek mümkün değildi karşılıklı göbekleri çatlayıncaya kadar güldüler.Tam defteri alıp teşekkür etmişti ki o ses,``Hocam kalem benden kağıt benden,sakın olaki ilhamı da isteme vermem vallahi...``diyordu başkan .Gülmek için kurulmuş belki de ihtiyaçları vardı günler sonra bu harekete,gülmeye...
( Kayıp Yazar Devam/ 10 başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 22.07.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.