SEVDA KAHRAMANI


Dünyanın ömrüne günler biçildiği zamanlarda
Sevdalandım sana
Ne sen biliyordun bunu
Ne de o,

Bir çağ tükeniyordu
Eskimiş bir çağın külleri dökülüyordu bulutlardan
Kabuğunu değiştirme sancıları çekiyordu dünya
Kılıçsız fatihini arıyordu zaman
Masallardan süzülüp gelen
Kahramanlığından habersiz kahraman.

Merdivenler çıkıyordum
Sana varmaz yollardan
Gökyüzüne yükselen sarmaşığı arıyordum
Gökyüzü süslüyor rüyalarımı
Yağmur yüklü bulutların
Toprağı oluyordum.

Hayal gerçeğe karışıyor ,
Gerçek içinde masal,
Masal içinde gerçek,
Şarkılardan sokaklar kuruyorum
Türkülerden evler,
Beynimde hasret sancıları
Mal-mülk hesapları zararda,
Ne sen biliyordun bunu
Ne de o.

Rüzgar işlemez olur
Ayaz dokunmaz,
Sevdalanmaya gör bir kere
Karlı dağlar eriyip kardelenler uzatır sana
Kumrular nispet derdinde
Kimi kıskanır
Kimi gıpta eder
Kimi bu sevda benim der
Ama
Ne sen biliyordun bunu
Ne de o.

Herkes imbiklerini almıştır eline
Komşularım arkadaşlarım amirlerim.
Hatta
Emniyetim ,belediyem,devletim.
İmbiklerden geçişimi bilirim.
İşlenmiş, işlenmemiş suçların cezasını çeke çeke

Kabir azabı dır çektiğim
Bir damla su olur
Akar giderim.
Karışırım bozbulanık bir nehre
Nehirdeki duruluk benden alır ilhamını

Atıcılar ve satıcılar penceresinden bakınca
Ben karanlık noktayım
Karanlık noktadan bakınca güneş
Melekler iniverir yollarıma
Döne ,döne ne aradığımı sorarlar
Tutun elimden ona varmak isterim.
Verilen cevap.
Çoktan vardığın yere varılmaz
Dön evine
Onu sana armağan etti yaradan.
Ne sen biliyordun bunu
Ne de o.

Katında kıydı nikahımızı
İnsanlar içinde sen yasaklımdın
Benim için ise ancak.
İkinci emanet
Bana emanetlere hiç kıymadım
Teşebbüslerim suç sayılmazsa
Kıymadığım için sevgimin büyüklüğü
Ne sen biliyordun bunu
Ne de o.

Hanginiz sendin hanginiz o,
Bunu da bilmiyorum
Kaf dağından geçerken bunu sorguluyorum,
Hangini saklı odada
Hanginizi kurtaracağım,
Saatlerin geçersiz
Tarihin önemsiz kaldığı mekanlarda
Kuşlar dönüyor başımda
Pembe bulutlar oluşuyor,
Sizden öte bir sevgi sarıyor alemi
Sarmal bir yaydan dönüyoruz
Bizi içine alan bir ışık
V e alınlarımıza v uran başka bir ışık
Nurdan bir ışıkta yürüyoruz
Ne sen biliyorsun bunu
Ne de o
Ademin yaratıldığı gündeyim
Ağaç mı, yılan mı elma mı
Nuhun gemisini tanıyorum
Musanın asasını
Sonra yüzyıllara sığan bir uyku
Kılıçlar savuruyorum

Yaralarımı onarıyorum.
Hangi kalede ne kadar esir kalmışım
İsimsiz bir dergahta büyüyorum
İç içe kaç kişiyim
Kaç tane kahramanı taşıyorum
İsmail le kurban olmak istiyorum
Bıçak iniyor, koç iniyor,
Ben yaşıyorum.
Çiviler çakılıyor
Çarmıhta benim işim ne
Yangın çıkıyor
Bulutlara karışıyorum
Ne sen biliyorsun bunu
Ne de o.

Bütün dünyanın günahı yükleniyor
Kan dökücülerin
Bebe soyucularının
Küfürbazların
Boğuluyorum
Benimle beraber bir tarihte boğuluyor.
Kurtar beni
Rahmet Yarabbi
Rahmetini duyuyorum
Bulutlar aralanıyor
Güneş açıyor
Bir mızrak boyu iniyor üzerimize
Yüreğim ısınıyor
Yüreğim kavruluyor.
Ne sen biliyorsun bunu
Ne de o.

Bitkiler aleminden geçiyoruz
Çam, selvi, çiçek
Meyveli ağaçlar gibi başı göğe dönük
İç içe hayvanlar aleminden geçiyoruz
Kurt, ceylan , kuzu,
Çiçek sevdalısı arı ,
Çalışkanlık sembolü karınca
Kumrulardan sevmeyi öğreniyorum.
Bülbüllerden şakımayı
Ve ağlamayı öğreniyorum gül uğruna
Yalvarmayı öğreniyorum
Bir büyük sevda sarıyor beni
Anlıyorum,
Ne bitkilerinkine benzer benimki
Ne hayvanların kine
Ben seni insan gibi seviyorum,
Birde elimden tutanı
Ne sen biliyorsun bunu
Ne de o,


Ben damıtılırken
Sevgi büyüyor,
Her mazlum insana umut rahmetiyle
Dağılıyor aleme
Kimi yağmur sanıyor
Kimi umut
Kimi yeni bir ufuk
Hudeybiye antlaşmasına benzer
Bir antlaşmayı imzalıyorum
Bir nesil sonra anlaşılabilecek
Bu bahçeler artık zulüm vermez
Bu bahçeler çiçek çiçek
Emanetler üzülmesin
Onlar emin ellerde
Bu sevgiyi ona verdim
O da bize huzur verecek
Ne sen bildin bunu
Ne de o.

Döne döne başladı bu sevda
Döne döne bitecek sevdalım
Öğülendim, yerildim
Sevdadan ölendim
Sevdadan dirildim,
Kara sevdam
Aşkla gelen
Ak hükümetler kurdu
Çağ değişti
Devran değişti
Saflığıma sığınıp
Bilir bilmezliği oynuyorum
Yönetiyorlar
Yönetiliyorum,
Damıtılmış su
Bir daha bulanmaz

Biliyorum.
Ne sen biliyorsun bunu
Ne de o .


Önce sevdalı diyorlar
Sonra büyülenmiş
Fırsatını bulsalar
Deli diyecekler
Yürekleri yetmiyor
Mecnun a diyemedikleri gibi
Ferhat a , Kerem e diyemedikleri gibi
Fırsat arıyor hekimleri
Pir Sultanlara
Mevlanalara
Yunuslara diyemedikleri gibi
Ben hiçbirine kızmıyorum
Seviyorum
İnsan düşmanını severmiş
Benden öğreniyorlar
Ama
Ne sen biliyorsun bunu
Ne de o.

Benim dilimle işlediğim suçlara
Benim dilimle af istedim
Benim dilimle af edildim
Sevginin bin renk olduğunu öğreniyorum
Ve boyuyorum gökyüzünü
Sokakları evleri
Asafı Keyfi oluşturuyoruz
Korkudan
En küçüğümüz köpek fıtratında
Kıyametler koparıyordu yüreklerimiz
Kıyamet kopmasın diye
Bir yudum ekmek
Bir yudum su
Bir parça toprağa mihnetliği yaşıyorduk
Karlar yağıyordu
Yıldırımlar çakıyordu
Ben her lisanımla yalvarıyordum
Bir saat duruyor
Bir saat çalışıyordu
Yalvarıyor yakarıyorduk

Bilir bilmezlikle

Bir çağ atlıyorduk
Artık bunu çok kişi biliyordu
Ben biliyordum
Yıldızlar biliyordu
Kuyruklu yıldız biliyordu
Dünyanın her yanından geçişte
Bunlar yaşanırdı
Dünya biliyordu
Hem sen biliyordun bunu Hem `O`..

 

Aralık 2000 - HAZİRAN 2004

 

 

 

 

 

 

 

 

( Sevda Kahramanı başlıklı yazı Hasan Topcu tarafından 2.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu