……. “Gönül Coğrafyası” Yusuf Dursun Hocamın şiir kitabının adıdır. O’nu, Rahmetli Ahmet Kabaklı Hocamızın ölümünden önceki Türk Edebiyatı Dergisinin yazarları, şairleri ve okurlarının bir çoğu, çok iyi tanırlar. Benim bildiğim kadar, Türk Edebiyatı Dergisinde şiir yazardı, kitap eleştirmenliği yapardı. Hatda l990 lı yıllarında benim de “Son Mektuplar” isimli şiir kitabımdan, adı geçen Türk Edebiyatı Dergisinde söz etmişti.. Türk Şiirinin Gerçek usta kalemlerinden Yusuf Dursun Hocamı, ünlülerin birisine benzetme yaparsam, çok haksızlık olur. Kanaatindeyim. Çünkü O başlıbaşına bir Yusuf Dursundur. Yukarıda da dediğim gibi üstünü çizerek söylüyorum O gerçekten Türk Şiirinin usta kalemklerinden birisidir. Kalemini vatan, millet ve bayrak için kullanan bir şairdir. O bir Anadoludur, O bir Türk Hakanıdır, o adım adım Türkiyedir. O,Türk’ü yazar, Türk Dilini ipekten ipliklerle nakış gibi işler mısralarına. Yürüdüğü yollarda Köroğlunu, Dadaloğlunu, Karakoç’u ve dahası Ziya Gökalpı, Arif Nihat Asya’yı, Yunus’u görüyorum. Anlayın bu şairi artık, anlayın diyorum. Bakınız ne demiş sayfa 18 de.” İstanbulda bir erguvan akşamı/Gurubun rengini çektim içime/ Boğazda suların o gül endamı/ Çevirdi ruhumu bin bir biçime” demiş ve devam ediyor; “Kınalı’dan Heybeli’ye geçerken/ Adalardan gelen yâr’i aradım/ Emirgan’ı yudum yudum içerken/ Çamlıca’nın saçlarını taradım”. Aynı siir sayfa 19 da devam ediyor “Eminönü anaç, Beyoğlu cömert/ Sevenleri abad eder İstanbul/ Bakırköy yiğitti, Kasımpaşa mert/ Vefasızı bedbaht eder İstanbul”. Benlik olmasında, benim her zamanki söylediğim bir söz var. Şair Helva demesini de, havla demesini de bilmelidir. Yusuf Dursun Hocam, helva demesini de, havla demesini de bilen bir şairdir. Bakın sayfa 28 de Modern Türk şiiri dediğimiz türden yazdığı şiire; “Antepliyim ağam/ Şahin derler adıma/ Mirastır bana yüreğimdeki kurşun/ Mavzer mevzer duruşumla/ Er oğlu erim/ Allaha dayanır her işin başı/ Önce Vatanım, derim. Sayfa 29 da devam ediyor: “Gakkoşum ben Elazığ’dan/ Çayda çıraya sinmiştir asaletim/ Efkâr efkâr üstüne söylenen/ Türkülerle beraberim/ İnletirim dağı taşı/ Önce vatanım, derim”. Yusuf Dursun Hocamın sanat gücünü anlatmaya, inanın kalemim yetersiz kalıyor. Beni bağışlayın. Burada kısaca öz geçmişinden söz etmek istiyorum. 1949 Yozgat Musabeyli doğumlu olan şair, 1968’ de Yozgat Öğretmen Okulunu, 1971’ de Erzurum Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, 1991’de Anadolu Üniversitesi Lisans Tamamlama Programını bitirdi. 1996’ da Elazığ Mehmet Akif Ersoy Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliğinden emekli olan Yusuf Dursun, halen İstanbul Bahçelievler Özel İhlas Koleji’nde öğretmenlik yapmaktadır. Şairin ilk şiirleri 1984 yılından itibaren Töre dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonra Türk Edebiyatı, Türk Dili, Erciyes, Nilüfer, Birliğe Çağrı, Bizim Ece, Güneysu, Kırağı, Yesevi, Külliye, Çınar, Diyanet Çocuk, Türkiye Çocuk, Elma Şekeri, Yüzakı gibi dergilerle bazı güldestelerde çok sayıda şiiri yayımlanmıştır. Şairin ayrıca yayımlanmış hikâye ve masalları da bulunmaktadır. Yusuf Dursun evli ve dört çocuk babasıdır. Yusuf Dursun, şiir dalında: 1994 Altın Koza yarışmasında mansiyon, 1995 Fırat Üniversitesi yarışmasında üçüncülük, 1999 Orkun dergisi yarışmasında ikincilik, 2000 Eğitim Bilim dergisi yarışmasında jüri özel ödülü, 2001 İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yarışmasında birincilik, 2005 Ümraniye Belediyesi ve Antoloji. Com yarışmasında mansiyon ödüllerinin sahibidir. YAYINLANMIŞ ESERLERİ: Zaman Perdesinde Değirmen Taşı(Şiir, 1994) , Ninnilerde Büyümek(Şiir, 2000) , Gönülde Gül Telaşı(Şiir, 2004) , Bir Goncadır Peygamberim(Şiir, 2005) , Peygamber Çiçekleri (Şiir, 2005) Kuş Yuvası Yüreğim (Şiir, 2005) , En Gür Seda İstaklal Marşı (Hikâye, 2005) Masal Okulu (Masal, 2007) Yarınlarla Gel (Şiir, 2007) Tatlı mı Tatlı Duam Kanatlı (Çocuklar için dua hikâyeleri, 2008) Masal Doktoru Sevgi Bahçesinde (Masal, 2009) Masal Doktoru Suçlu Peşinde (Masal, 2009) Masal Doktoru Mutluluk Ülkesinde (Masal, 2009) Yıldız Gözlü Melek Yüzlü Şiirler (Şiir, 2009) Gönül Coğrafyası (Şiir, 2009) Şunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bir yarışma var, bana bu yarışma için Yusuf Dursun Hocamın şiirlerinden bir tane seç deseler, çok zorlanırım ve seçemem. Şimdi aşağıya sıradan Abdurrahim Karakoç’a yazdığı, “YAZ” adlı şiirini alıyorum.
Y A Z
(Abdurrahim KARAKOÇ’A
…..
“Ne yazayım” diye şikayetin var,
Heeeesaba kitaba gelmeyeni yaz.
Sitemler gönderir sana duyanlar,
“Hasan’a Mektup”ta olmayanı yaz.
…..
Neresinden baksan kaynıyor dünya,
Adımlar uçurum, bakışlar rüya.
Biz de bu vadide insanız güya,
İnsanlık yolunu bilmeyeni yaz.
…..
Aklımız dünyanın derdinde kaldı,
Gönlümüz yılların ardında kaldı.
Mutluluk masallar yurdunda kaldı,
Hayatta bir kere gülmeyeni yaz.
…..
Öyle insan var ki yüzlerinde nur,
Öyle insan var ki her yanı kusur.
San ki ara yerde çelikten bir sur,
“Sur”dan nasibi almayanı yaz.
…..
Bazen dalımıza bir yaban kuşu,
Konar da kirlenir göğün nakışı.
O zaman akıtıp al kanlı yaşı,
Düşmanı toprağa çalmayanı yaz.
…..
Kendini bilmeyen bakar körlere,
El gömleği giyen sahte erlere.
Fitne fesat saçan bütün yerlere,
“Karakoç” misali dalmayanı yaz.
Yusuf DURSUN