Yüklen kazma küreği düş gel hadi peşime.
Senin ile bir yere gideceğiz mezarcı.
Yersiz sözler sorup da karışmazsan işime.
Orta yer kararmadan geleceğiz mezarcı.
Biliyorum sözlerim hiç gitmedi hoşuna.
Bakma öyle yüzüme çorap örmem başına.
Ağırdan alıp beni yorma nolur boşuna.
Ücretin kaç paraysa vereceğiz mezarcı.
Hiç mi mezar kazmadın neden aklın şaşıyor.
Giriliyorum inan yürek taştı taşıyor.
Görmez misin be dostum baksana gün aşıyor.
Ne zaman gidip de biz döneceğiz mezarcı.
Kurban olurum sana hadi elini tez tut.
Tükettim ben her şeyi içimde öldü umut.
Orada gördüklerini geri dönünce unut.
Toprağın üstüne kan süreceğiz mezarcı.
Boşuna hiç yük etme gerek yok o tahtaya.
Üstüne beyit yazar taş dileriz haftaya.
Ne düşündün de yine attın böyle ortaya?
Elbette içimizi dökeceğiz mezarcı.
Çok aradım yıllarca onu kırkımda buldum.
Önce Yaradan’ıma sonra ona ben kuldum.
Aşka bakirdim inan acılara hep duldum.
Zannettim ki bir ömür güleceğiz mezarcı.
Olmadı be mezarcı talih yine gülmedi.
Çok ağladım yalvardım hiç insafa gelmedi.
Kopardı onu hepten gözyaşımı silmedi.
Bir ömür bu acıyı çekeceğiz mezarcı.
Vur kazmayı bağrına toprak ana yarılsın.
Deşele küreğinle sağa sola dağılsın.
İster kırılsın bana ister ise darılsın.
Bu çukura aşkımı gömeceğiz mezarcı.
Derin kaz bu mezarı çıkıp ta gelemesin.
Yatır onu sağına, soluma giremesin.
Çok acı verdi bana bir daha veremesin.
Üzerine duvağı sereceğiz mezarcı.
Umudum yok bahardan hazırım artık kışa.
İnsanoğluyuz işte neler geliyor başa.
ÇEVREŞAM’ın aşkı bu diye yazarsın taşa.