Başkaldırı
Baş kaldırır akşamlar yüce dağbaşı gibi
Sinerim kuytulara kaçıp kurtulmak için
Dönmeyerek arkama bakarım şaşı gibi
Birşey kalmaz boşlukta uzanıp almak için
Dökülür siyah saçı sarmalar dörtyanımı
Uyumak ne zor şeydir karanlığın koynunda
Sonra bir şimşek çakar artırır yangınımı
Vebal nasıl taşınır bilemezsin boynunda
Emin yer değil toprak ayağın da üzülür
Öksüz bir feryat gibi savrulursun boşluğa
Bir şirin edasıyla düğmeleri çözülür
Ölüp ölüp dirilmek zan olur sarhoşluğa
Karanlığın gözleri senden daha kör çıkar
Vurulurken kelepçe, hem eline, diline
Gece soğuk bilinir, oysa nasılda yakar
Dağıtır dağlarını vurur ince teline
Karanlığın üstüne ekilirken toz-duman
Olur birer pencere gözlerin büyüyerek
Koluna girer sonra, yoldaşın olur aman
İstemeden gidersin ölüme yürüyerek
Senden daha fazladır açlığı karanlığın
Onca aydınlık içer doymayı bilmez asla
Dertlerin de ucalıp olurken büyük yığın
Çok denedim birtürlü kesilmiyor makasla
Hayrettin YAZICI
(
Başkaldırı başlıklı yazı
HayrettinYazcı tarafından
13.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.