gene
geceler vuruyor beni “alev alev” yanlarımdan
bir sızı düşüyor denizime
ateşimi söndürür müsün yüreğimde.. ?
yada izin ver incecik şarkılarında oynaşsın Ay ışığım,
yada çığ düşeyim geçeceğin yollara
kaybetmemeyim Seni mavi hıçkırıklarımın şavkında
ve
izin ver,
eriyeyim, “sende hapis” gözlerimle, yanardağ lâvlarında titreyerek …
…
bilir misin:
tutar beni kan kırmızı karanfil kokun
…
hatırlıyor musun..?
pencereden dışarıyı seyrediyordun:
bir sıcak gündü
acıyla kanat çırpıyordu martılar
Sen elimde bir demet papatya oluyordun
ben,kirpiklerinde titrek mavi bir yaldız…
süzülürken yanağından
yangında patlayan içli bir damlaydım
hüznün kırılan kıvılcımı saçıldı odaya
üryan kaldı kelimelerim dudaklarımda o an
“falan kişi” oluverdi kimliğim
güya benim için üzülmüştün
boş ver…
…
bundan sonra yaşanmaz Sensiz buralarda
üşüyorum…
eriyorum…
artık ısıtma beni gözlerinin mavi güneşinde ..!
bengisuyum,baharım olma içime..!
artık
bir eylülsün benim için
bak,
yağmurların vuruyor yüzüme
dökülen sararmış yaprakların
gece yan düştü hüzünlerime
puhu kuşuna eşlik ediyorum ıslak bakışlarla
yakıyorum gülüşlerimi feryat eden nabzımda
sabrın vurgununu yaşıyor en onulmazından…