GERÇEK
İnsan; gezer, dolaşır sahil, bayır, mera, kır,
Gerçek gelir yerini, esen yele bırakır.
Hayat böğrümüzdeki yaşam sesi güm, güm, güm,
En hakiki gerçektir, hayattan gerçek ölüm.
Gölgeler var gölgeler, hepsi birbirinden şık,
Hak ne zaman olacak, senin aslına ışık.
Sabaha doğan güneş, yaktıkça yakar günü,
Ve gölgeler anlamaz, yavaşça öldüğünü.
Aldığımız her nefes, mezara bir adımdır,
Dilediğince kullan, bu barut tek atımdır.
Dünyaca malın olsun, var git Kore’ye Çin’e,
Bir çift çorap koyulmaz, ak kefenin içine.
Ömür bir saniyelik, yok asla ikincisi,
İkinci saniyenin, Azrail birincisi.
En hızlı ata binsen, sana çok zaman verir,
Son kulvarda yarışı, hep en önde bitirir.
Mini mini etekler, günah tohumu eker,
Bilmem hangi akılsız, terzi bunları diker.
O yoksundur terzi bey, dinden, namustan, ardan,
İskontomu alırsın, alttan giren rüzgardan.
Belli eder varlığı, markalı pantolonlar,
Kumaşta hazineyi ancak akıllı anlar.
Bizi de dövdü belli, falanizm hergelesi,
Şimdi teyit edildi, ye kürküm meselesi.
Namus beyinde derler, değil kemikte ette,
Namus hem ona mahsus, hemde bana elbette.
İmana yakınımdır, fakat amele ırak,
Haram yeme dediler, gayrıyı O’ na bırak.
Ömür soluduğumuz, muharebe havası,
Bitince incelenir, şairin kafatası.
Ölmez gibi yaşarım, benim ruhum bu ama,
Ansızın gelir biter, hayat denen muamma.