EN BÜYÜK DOST
 
                           MAL İSTERSEN ; KANAAT YETER.
                           DÜŞMAN İSTERSEN ;NEFİS YETER.
                           NASİHAT İSTERSEN ;ÖLÜM YETER.
                           YARAN İSTERSEN ;KUR’AN YETER.
                            DOST İSTERSEN ;ALLAH YETER…..
 
   İki cihanda en büyük hakikat, o dostu tanımaktır. Bilinmelidir ki; bizler onu tanımazsak onu bilmezsek onu sevmezsek nihayetsiz şekva , elem ve evhama manen ve maddeten mübtela oluruz. Sonra şu perişan dünyada ondan habersiz insan ,bu dünyanın sultanı olsa kaç para eder. Lakin; onu tanısa ,bilse, sevse bu vahşetgah dünya, ona bir gül bahçesi olur.
   O dost tektir ve tek olduğundan şüphe duymamak gerek. Sonra onun tekliğinden şüphe duyan, gerçek olmayan dostluklara müracaat eder ve hayatı kendine zindan eder. Onun için , başka dostluklara müracaat etme, onların arkasına düşüp zahmet çekme,onlardan korkup titreme. Çünkü ; bu kainatın sahibi o dosttur. Her şeyin anahtarı onun yanında , her şeyin dizgini onun elinde ve her şey onun emriyle hal olunur. Onu bulsan , tekliğine inansan iki cihanın en bahtiyar kulu sensindir.
Hem senin amelinde onun rızası olmalıdır. Eğer o dost razı olsa , bütün dünya küsse hiçbir ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse, tesiri yok. Çünkü ;o büyük ve tek dostun rızası her şeye kadirdir.
    En büyük dostumuzun bize bir müjdesi var. Bize diyor ki; ölüm idam,fena ,hiçlik,adem ,sönmek  değildir,  dostun baki olan evine bir terhistir, tebdil-i mekandır. Bütün iyi insanların bulunduğu bir saraydır ve bizi o saraya bekliyor.
    Dost , dostlarını bekliyor. Ve onlara sesleniyor: Ey biçareler! Mezaristana göçtüğünüz zaman eyvah malımız harap oldu, çalışmalarımız heba oldu, şu güzel ve geniş dünyadan gidip, dar bir toprağa girdik demeyiniz. Feryat edip me’yus olmayınız. Çünkü ; o her şeyinizi muhafaza ediyor, amelinize not ettiriyor. Ne mutlu sizlere diyor ki vazifeniz, zahmetiniz bitti,rahat ve huzura geliyorsunuz. . Meşakkat bitti ,ücret almaya geliyorsunuz , bana kavuşuyorsunuz. Ve sonra diyor ki kelamında ‘ lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz !’. Nitekim Ademoğlun dan ta bu zamana değin değişmeyen ve değişmeyecek olan tek gerçek ölümdür , bunun farkında olun diyor.       
     Evet , madem ölüm öldürülmüyor, madem kabir kapısı kapanmıyor,madem bütün dünyevi dostluklar kabir kapısına kadar, en büyük DOST’A kavuşmak için hala ne bekliyoruz. Unutmamalıyız ki; O dostu tanıyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardır. O ‘nu unutan saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır.
 
                                                                                                   FESİH SARIGÜL
 
                                                                                         
                                                                                         
                                                                                      
( Dost başlıklı yazı hazan tarafından 9/27/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu