Kızıla çalmış sarı yapraklar üçer beşer savruluyordu.Ağaç diplerinde yığınlar oluşturan yaprakların alt kısmındakiler çürümeye yüz tutmuştu.Yeni bir zamanın müjdesini veren çimenler topraktan başlarını uzatmışlardı.Çürüyen yaprakları aşıp güneşe baş uzatmaya çalışıyorlardı.

Masmavi gözlü,göz kenarları siyah hareli bir kedi günışığının tadını çıkarıyordu.Havanın serin ışıltısı tüylerinde parlıyordu.Umursamaz bir tavırla etrafında olan bitenlere göz gezdiriyordu.Uzun zaman kaldırım taşlarının aralarında yiyecek birşeyler arayan kumruyu izledi.Bir hamlede yakalayabilirdi oysa.Kılını bile kıpırdatmadı.

Genç kadın perdeyi iyice aralayınca sokaktaki elektrik direğine yaslanmış birini gördü.Sırtını görebiliyordu ancak.Birini beklemekten usanmış bir tavırla elindeki şemsiyeyi bir sağa bir sola sallıyordu.Sabırsızlandığı belliydi.Vücudu adeta beklediği kişiyi sorguluyor gibiydi.
_Nerde kaldın?
_Neden bu kadar geciktin?
_Seninle ne konuşmuştuk,anımsamıyor musun?
Sorular devam edip gidiyordu birbiri ardınca.Karşısında dikili duran yüzü henüz netleşmemiş olan bu kişi boynunu büküyor,sessizliğin içine gömülüyordu giderek.Ayakları sabit duruyor lakin pantolonunun dalgalanmasından bacaklarının titrediği anlaşılabiliyordu.Korkuyor muydu?.Muhtemelen evet.Korkuyordu.Korkmaması için ne neden olabilirdi ki..

Adamın elindeki şemsiyenin hızı giderek artıyordu.
Direğe yaslanmış adam efendiden birine benziyordu.Saçları düzgün kesilmişti.Üstü başı temiz ve bakımlı görünüyordu.
Genç kadın
_Ah! dedi.Keşke şu adamın yüzünü görebilseydim.O zaman nasıl biri olduğunu ne beklediği konusunda bir fikrim olurdu.
Sokaktaki adam bir iki adım öne çıktı.Sanki bir ses duymuş gibi başını çevirdi.Tam pencereye doğru dönüyordu ki..Kadın yüreğinin ağzına geldiğini sandı.
_Aman Allahım,dedi.Aman Allahım!.
Kadını saran heyecan dalgası perde perde vücuduna yayılırken adam sağa dönmekten vazgeçmiş direğin dibine tekrar dönüp yere çömelmişti.Kadındaki heyecan bir anda yerini düşkırıklığına bıraktı.
Bekleyiş..Küçük bir anı yıllara eşitleyen bir ağırlığa sahiptir her zaman.
Aylar peşine anıları takmış sürüklüyordu.Her bir an koskocaman bir zaman dilimine dönüşüyor; bir gözyaşıyla yanaklarına yuvarlanıyordu.
Mutsuz muydu?Bilmiyordu.Canı mı yanıyordu.Bunu da bilmiyordu.Belki de tükenmek üzereydi..Bir öğle vakti sahilde dolanırken gözleri suya düşecek ve belki bir kaç saat sonrasında kendinden eser bile kalmayacaktı..

Durup mutluluk nedir, diye sormalıydı belki.
Canım mı yanıyor demeliydi..
Herşeyden uzakta olabilmek kendinden bile ancak aşkla mümkün olabilirdi.Sadece aşkla.
Sokaktaki adam hala direğin dibinde beklemeye devam ediyordu.Bu ne kararlılık, dedi kendi kendine.İnsan bunca saat beklemekten sıkılmaz mı..
Sıkılmıştı belki de..Ancak elinden bir şey gelmiyordu.
Bir türkü gibi akıverdi dudaklarından..
Vefayı unutmuş bir yürek ..
Öylesine sıcak öylesine dingin ve tok bir aralık bakıştı karşısındaki.Bencillikten uzak..
’Zülf-ü kaküllerin amber misali
Mısrın hazinesi değer gözlerin..’
Yutkundu.
Tüm hüznü kederi dudaklarının ucundaydı.Dudaklarından dökülüverecekti sanki herşey..Tüm yakıcılığı ile sözler etrafını saracaktı.Duman duman uzaklaşacaktı.

İçinde bulunduğu an kördüğüm olmuş bir ip yumağı gibiydi.Ne başı belliydi ne sonu.
Sahi hikaye nerde başlamıştı.Bu adam da kimdi güpegündüz bir hayal gibi her yerde inatla ve sessizce varlığını devam ettiren.
Bunca soru bunca merak neyin kaygısıydı.
Genç kadın birden birşey anımsamışcasına irkildi.Koşarak merdivenleri indi.Bir solukta bahçe kapısına varmıştı..
Sokaktaki elektrik direğinin dibinde birkaç köpek toplanmıştı.İçlerinde irice olanı ağzındaki eski bir deriyi hırıltılar çıkararak geveliyordu..

28/10/2011
ödemiş
( Rüzgara Tutunanlar başlıklı yazı n.kaygısız tarafından 29.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu