İki düş arasındaki 7 farkı bulunuz
Bilemiyorsanız
İki ihanet arasındaki 7 ölümü bulunuz
Eğer kaybettiyseniz bulmacalarınızın pusulasını
Uykularınızı çözün çapraz denklemlerinizde
Ama kopya çekmeyin sakın
Sırtınıza bir önceki öpüşlerinizi kazıyarak
İliklerini çözmeden önce dindar çağlayanlarınızın
Bir kez daha unutun bir türlü dinmeyen kemik yaşınızı
Sakın tek lokmada yutmayın yıllanamamış maskelerinizi
Sonra rüyanıza oturur, bir fosil olur yüzsüzce
Avuçlarınıza bakın hele, rayında türkü söyleyen bir tren
resmi
Unuttuğunuz masalları gütmeye çalışan vefalı çoban
Ninniler okunmuş iki oda bir acı pencereleriniz
Dokunduğunuz tenlerden kalan küflenmiş heyecanlar
Hepimiz mahsur kalmıyor muyuz gülüşlerimizin çökeltisinde
Kaç orman geçti giderek seyrelen gölgelerimizden,
Kaç ağaç kukla olup kondu, omzumuzdaki ürkek yazgıya
O zaman saklanmaz mıyız göğsümüzdeki sığ perdeli
sığınağımıza
O zaman karışmaz mıyız fermanı yüreğimize dikilmiş
orkestramıza
O zaman olmaz mıyız hepimiz bir düşlemeli çalgıcı
Nefsimizin içinde bir bağır
Bağrımızın içinde taş bağlanmış bir rüya varken
Bağırış çağırış içinde, dikmeye çalışırken zedeli
şehvetlerimizi
Hangi uykumuzun intiharı olalım diye düşünürken
Hangi müjdenin gecesi olacağımızı düşünürken
Ve kuyularımızın merdivenleri ay ay inerken incecik
dehlizlerimize
Bir bakacaksınız
Gözünüze ağlamaklı bir harf kaçmış
Nasıl çıkartmalıyım diye uğraşırken
Bir bakacaksınız bir cümle sızmış, iki tutku arasındaki
çatlaklarınızdan
Bir bakacaksınız
yüzünüzdeki avcılar
yalnızca satır aralarında...
İşte şimdi anladınız mı
İki düş arasındaki
Tenhalığınızın sarih farkını…
Oktay Coşar