Ne solan yaprağın
Ne esir olan zavallı hicranın
Köle olmak için nefsine itibar kazandıranın
Yakmaya tenezzül etmeyecek narın
Ruhuna hüzün zerkeden figanın
Akıl sukut eder
İzan farkketse de iradeni bekler
İdrak ruhundan nazar eyler
Nefsin heyecan için canı cezbeyler
Lahzayı alır o vakit bir keder
Hesap etmeyen zan azap biçer
Ne sultan ol
Ne içini, aydınlatacak nura uzak dur
Kitab-ı celili anlamıyorsan edep duy
Mizacın nefsinden ilzam olur
Nizam etmek için umudu ol
Gönlünü susuz bırakma
Aşkın firkatinden bihaber olma
İçini titretecek sevdanın mecnunu ol
Kul olmak için,
iradesinden vazgeçiren cengaveri sor
Ne kadar harp varsa
İçini kemiren bir dirhem de olsa
Nefsiyle başademeyen gayret kul olursa
Gönlünün şirazesi zayi olunca
Muvazenesi bozulur
Umut, sinesinde ukte olarak kalır
Ne kadar çırpınsa da
Aşkın ülfeti içinde solmuşsa
Döktüğü gazyaşlarına inanma
Mazlum ancak
Kalbi olursa mazlumdur
Hilkatin südurundan seslenen korkudur
Umudu kaybolmayan bir kuldur
İçini burkan vakıaya asileşmeyen sadıktır
Sabrın vakarıyla
Kanaatin
sukunet vehmeden heyecanıyla
Sessiz ve sakinleşen umuttur
Liyakat emeğin
Akıl ihmal edilmeyen terbiyenin
Ruh, söyle kimin
Nefsi telakkiler illa ki edebe muhtaç halin
Aşk nazarıyla bak
Nefsine paye vermeden inşirah için kalk
Süret değil, siret olmak için hakikate ak
Mustafa CİLASUN