Belki çok uzun zaman olmuştu o ortalıktan kaybolalı ama ailesinin kalbindeki yeri hala aynıydı. Şimdi de sizlere benim uzun zamandır aklımda olan ve nasıl anlatacağımı bilemediğim bir hikâyeyi anlatmaya çalışacağım. Kim bilir belki çok saçma beklide çok manalı gelecek.

Aylar önce güzelliğinden ödün vermeyen 14- 15 yaşlarında bir genç kız vardı. Daha lise 1. sınıfta olan bu kız okulun en gözde kızıydı. Yanındakiler, sağındakiler, solundakiler herkes ona hayrandı. Her istediği elinin altındaydı. Bir cep telefonu, bir bilgisayar, ayrı bir oda. Kim bilir belki çoğu gencin sahip olmak isteyipte sahip olamadığı bir sürü şeye sahipti bu kız. Ama tek şeye sahip değildi. Mutluluğa ve aşka…
Her zaman bir boşluk içindeydi. Nerde nasıl davranacağını bilmiyordu. Tamamen hayattan kopmuştu. Ailesinin yanında olmasına rağmen sanki aralarında kilometrelerce yol varmış gibi ayrıydılar. Beklide o kız için aile kavramı yoktu.
Kış akşamlarında oturulan, aile sevgisinin sıcaklığıyla ısınan oturma odalarının ne olduğunu bilmiyordu. Onun için dışarısı, arkadaşları daha önemliydi. Ailesinde bulamadığı sıcaklığı dışarıda arıyordu. Ama ne çare ki her şey umduğu gibi değildi.
Dışarının karanlık işleri onu da nasıl içine alıvermişti bir anda. Arkadaş diye seçtiği insanlar ki insan demeye bin şahit ister, tıpkı birer insan kılığında yaratıklardı. Belki de onlarda bu kız gibi birer kurbandı. Nerden bilinebilir ki. Her zaman mutluluk diye aranılan meğerse birer katliammış.
Yine günlerden bir gündü. Evden her zamanki gibi dışarı çıkmıştı. Arkadaşlarıyla dolaşırlarken birkaç kişinin sigara yaktığını gördü. Önce çok şaşırdı. Ama aradan biraz zaman geçtikten sonra sigara içmenin doğal bir şey olduğunu anlatmaya çalışmışlardı gencecik kıza. Kız daha neyin ne olduğunun farkına varmadan gayet saf bir şekilde onlara inanmıştı. 1–2 ay böyle geçmişti. Onların sigara içmesinin doğal bir şey olduğuna tamamen inanıp kendiside sigara kullanmaya başlamıştı. Böyle günler geçip gitti.
Kız bir gün ailesiyle kavga ettikten sonra arkadaşlarının yanına gider. Arkadaşları kızın moralinin bozuk olduğunun farkına varıp fırsattan istifade etmek isterler. Kızı da alıp hemen bir bara giderler. Kız daha içeri girerken mekânı çok garipsemişti. Sonra hiçbir şeyin farkında olmadan içeri girdiler. Arkadaşlarından birisi bir bira istedi barmenden ve içmeye başladı. Kızla konuşurken ona en yakın arkadaşıymış gibi davranıyordu. Böyle dakikalar geçerken arkadaşı kıza bir yolunu bulup bira içirmeye çalışıyordu. Kız yine tuzağa düştüğünün farkında değildi. Bir kere içsem ne olur diyordu içinden. Aldı ve içti. Artık o da alkol tüketenlerden olmuştu. O mekânlar artık garip gelmiyordu kıza.
Kafeler, barlar artık onun eviydi. Geceleri sadece yatmadan yatmaya gelir olmuştu eve. Arkadaşlarının yaptığı artık onun garibine gitmiyordu. Zavallı Kız arkadaşlarını ailesi olarak biliyordu. Halbuki arkadaşları esrarkeşin ta kendisiydiler. Bu kızda artık onlardan biriydi.
Aradan 5–6 ay geçtikten sonra kız artık uyuşturucunun kanında dolaşan zehrine bağlı yaşıyordu. Uyuşturucu onun nefesi gibiydi. Belki hayatının son aylarını belki de son günlerini yaşıyordu. Artık nasıl bir batağın içine düştüğünü anlamıştı. Bunu anladıktan sonra yaşama dört elle sarılmaya çalışsa da artık imkânsızdı. Nasıl bir bataktı bu bir anda herkesi içine çekiveriyordu. Kız yaptıklarından çok pişmandı.
Öleceğini anladıktan sonra evdekilere daha fazla yük olup daha fazla acı yaşatmamak adına; bir gece yarısı, bir kâğıt parçasına veda mektubunu yazarak evdekilerden özür dileyip soluksuz evden ayrıldı. Evden ayrıldığında buz gibi sokaklarda volta atarken nasıl bu hale geldiğini sessiz çığlıkları arasında düşünüyordu. Çok acı, dalgın bir halde yürürken caddeden süratle geçen arabayı fark etmemişti. O ani çarpmayla kız orada çok tatlı başlayan hayatını çok acı bir şekilde bitirir…
Kim bilir hangi dünya güzellikleri, hangi gerçek dostlar, hangi güzel günler onu bekliyordu. Yaşasaydı ne olacaktı kim bilir. Ailesinin gözünü yaşlı bırakarak ne kazandı. Sadece ona ve ailesine kalan bir sürü acıydı. Yaşama dört elle sarılmak varken bu acı son niyeydi???
Şimdi size soruyorum. Ya bir gün bu olay sizin çocuğunuzun başına da gelirse, siz ne yapardınız?
ÖNCEDEN YAŞAMIN KIYMETİNİ BİLİN…
( Bir Küçük İbret… başlıklı yazı burcin-bozku tarafından 7.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.