************************Şimdi susma mevsimi..
“Seçmece bunlar ! “ denilerek sunulan mor şuruplarla beslediler bizi
Adım adım yaklaştık alevlere
Apansız gelecek reform bekledik rönasans devriminde
Âteşe kan bulaştırırken tohumlar ekiliyordu bilmediğimiz gezegenlere
Sivri uçlu gülüşler savruluyordu ölümün gözbebeklerine
Hasat mevsiminde, mağara sessizliğinde, şaşmaz( ! ) kesinlikle…
Ay tutulmasına meftûn incilerin inlemesi yürekler dağlıyordu
Râyihaların tahtına oturmuştu barut kokulu tarih
Hüzün gök gürültüsü kıvamında yaşıyordu
Adı olmuştu : Talih !...
Kentler bir yudum çayla bir fincan kahveyle kandırılıyordu
Gecenin ibretlik süsü bastırılıyordu kıvrak müziklerle
Sabretmekten dudağı çatlamıştı yağmurun
Haykırışlar duyuluyordu âşinâ: “Ne olur bu sağanağı durdurun…”
Güzîde bir vakitte yolculuk uçağının uğultusu kaplar ufku
Renkler dolaşır yelpazelerle sallanan rüzgarlarda
Hedef kar gibi yağar bulutlara
Deniz sesini yükseltir insansı başkaldırışlara
Perdeler sahneleri değiştirir o gün
Tek ses ayakta kalır :” Kün ! “
Dursun Tiftik