İkibinsekiz haziran ayı’nın sonlarına doğru idi. Doksandokuz depremi sonrası çıkan yasa gereği kurumumuza ait binaları güçlendirme programımız devam ediyordu. Çalıştığım Kurum’un Van Bölgesi’nde Teknik Personeli olmadığı için merkez ve ilçelerindeki binaları inceleme işi bana verilmişti. Bir hafta boyunca orada kalarak, inceleme yapacaktım.Genel Müdürlük tarafından verilen görev, haftaya pazartesi günü başlayacak ve bir hafta sürecekti.Hazırlıklarımı yapmalıydım.Önce, otel ve araba işini ayarlamam lazım...

" Alo, Türker bey"
"Benim buyrun"
"Ben Selim,Erzurum Bölge Başkanlığından"
"Evet,buyrun"
"Genel Müdürlük görevlendirdi de.Van Bölge binanız ve diğer ilçe şube binalarınızı incelemeye geleceğim,bana Bölge binasına yakın bir otel ayarlamanız mümkün mü ?"


"Tabiki, ayarlar ben size dönerim " Beş dakika geçmişti ki,beklediğim telefon geldi.

"Alo,Selim Bey’le mi görüşüyorum?"
"Evet, benim"
"Bölge binamızın hemen yanında bulunan BAYRAM Otel’de 203 nolu odayı ayırttım."
" Çok teşekkür ederim.Pazartesi günü görüşmek dileğiyle"
"Rica ederim, İnşallah"



Erzurum Bölge Başkanlığı’ndan ayarlanan arabayla yola çıktım. Sıcak ve güzel bir Haziran ayı idi.Erzurum -Van arası yaklaşık dörtyüz kilometre var.Bu demek ki,akşam yedide orada olurum.Nasıl olsa kalacak yer sorunum yok, gerisi önemli değildi. Akşam yediye onbeş kalaraktan Van’a girdim.Erciş civarlarında, sizi yeşil ve mavilik tüm güzelliğiyle kucaklar.Olanca ihtişamıyla Van gölü, bir deniz edasıyla dalga dalga içinize akar, ta ki Van’a kadar... ”Burasının, Akdeniz kıyılarından hiçbir farkı yok” sözünü birisi sizin beyninize nakış nakış işler de haberiniz olmaz. Van’ın, sabah kahvaltısı ve çorba kültürü çok geniştir. Envai çeşit ürünle, midenize bayram yaptırırısınız. Bayram demişken, önce şu eşyalarımı otele bırakayım,sonra güzel bir kelle-paça ziyafeti çekeyim kendime.

Ziyafet sonrası, otele geldim. Otel, konum olarak güzel bir yerde, iki yolun kesiştiği köşe başında şehrin en yüksek binalarından.En güzeli de Bölge binamızla yan yana olması.Büyük bir otel olmasına rağmen eski yapısı ve bir o kadar eski mefruşatlarıyla konuklarına ilk intiba olarak güzellikler sunmuyordu bu otel. Reception görevlisiyle kısa selamlaşmadan sonra, işlemlerim için kimliğimi çıkartıp verdim.Gayri ihtiyari,yada mesleğim gereği etrafa göz gezdiriyorum.O ara,Reception’un duvarında ki çatlaklar gözüme çarptı.Reception görevlisine “Bu çatlaklar, ne zaman oldu? Deprem falan mı yoksa? " Görevli,olanca dürüst, saflık ve yöre ağzıyla cevap verdi. "On yıl önce yapılan tadilatte sonra, çatlakler meydena gelmiş" dedi.Ona tadilat esnasında kolon,kiriş kesimi veya başka bir değişiklik yapılıp yapılmadığını sordum. " Vale,bilmiyor " dedi. O arada otelin sahibi çıka geldi.Ayaküstü selamlaşıp kendimi tanıttım. Buraya ne için geldiğimi,hangi kurumda çalıştığımı söyledim. Otel sahibi,daha bir rahat davranmaya ve bana samimiyet göstermeye başladı.Söylediği çay ikramı esnasında bir saate yakın konuşmuşuz.Son sözüm şuydu;

"Mehmet Bey, bakın buraya ne için geldiğimi anlattım.İsterseniz, size de yardımcı olabilirim. Binanız bayağı bir eski bina ve kesinlikle güçlendirme yapmanız lazım, yapacağınız tadilatın yüzde on’u kadar tutar masrafı ve genel masrafa katınca arada erir gider." dedim. Kafasını kaşıyıp elindeki çayı yudumladıktan sonra;

" Zaten genel bir tadilat yaptıracağım,o zaman bakarız." dedi.
"O zaman, bana müsaade" dedim ve kalktım. 203 nolu odama çekildim...Asansörle çıkarken içten içe Türker bey’e hayıflandım.Lakin Bölgeye yakın olsun demiştim.Receptiondaki çatlaklar gözümün önünden gitmiyordu.Teknik Personel (Uzman) olmanın verdiği içgüdü ve şu anki görevimin gereği deyiverin. Çıktığım katta ki kolon, kiriş ve diğer donatıları gözden geçirdim.Bir kaç yerde sıva çatlağı vardı.Ama önemli çatlaklar değildi.Neyse dedim ve yattım.


Sonrası da tadilat ve güçlendirme için,defalarca Van’a gittim.Tüm binalarımızı tadil ediyor, güçlendiriyorduk. (Kurum adına bu kararı alan büyüklerime buradan sonsuz teşekkürler. O bölgede, kurumumuza ait hiç bir binada en ufak sıva çatlağı bile olmamıştır.) Van Bölge Binası ki; yukarıda ki resimde yıkılan otelin arkasında, ayakta dimdik duran binadır. O binayı, güçlendirme ve tadilat işi yaklaşık yedi ay sürdü.Bu süre zarfında, otel sahipleriyle defalarca sohbet ettik ve durum izahatında bulunduk.


Sonrası mı? İşte durum ortada . Otelini tadil ettirmiş hem de bir milyon gibi parayla ..,Sonuç; Süsleme,makyaj ve mefruşat değişikliği o da yetmemiş gibi ... Yılların yorgunluğuna, bir de kaçak teras kat atmış…Yok yok atmamış, atmasına göz yumulmuş. Otel sahibi, okumuş kültürlü birisi değildi. Zengin, etraflı ve otoriter bir yapı ve ahpabçavuş ilişkisi bir sistem karmaşası. Belediye mi? Hangi Belediye? Ruhsat mı? Hangi ruhsat?

Buralara kadar herşeye tamam diyelim. Beklenmedik bir depremdir yaşandı diyelim.Hatalardı yapıldı diyelim.Ölenler öldü,kalanlar kaldııı diyelim..Eeee


E’si...Ey! Kendisine mühendis diyen ve o otel’e sağlam raporu veren şerefsiz!!!. Senin gibilerin yüzünden müteahhitlik,mühendislik yerlerde sürünüyor. Mesleğimden nefret eder oldum artık. Teknik Personel’im demeye utanır oldum.Depremde yüzlerce insan ölmüşken, o binaya hangi karşılığın bedeli olarak rapor verdin? Hangi bedeldir ki; kendi canından,çoluğun çocuğun,yurt dışından gelmiş misafirler,can kurtaranlar ve basın mensuplarının canından azizdir. Ey ! otel sahibi şerefsiz, o hangi para hırsıdır ki; onlarca candan değerlidir. Anlamakta zorlanıyorum...Daha, yaralar tazeyken. Kanlar daha yerlerde iken, bu hata mıdır yoksa cinayet mi? Bu durum affedilir değil. O insanları,(insan değiller kesinlikle) meslekten ihraç etmeyecek, hapse atmayacaksın…Van, Fevzi Çakmak Caddesi, Bayram Oteli enkazında sallandıracaksın…

Müslüman dahi olmadığı halde,bayramı bayram eden…Depremzedelere kurbanlık kesip dağıtan Japon doktor’um Miyazaki senden ve ülkenden ne kadar özür dilesek azdır,milyonlarca dolar tazminat ödesek azdır…Bayramını kara BAYRAM eden ve O/teli koparan bu kahpe düzensizliğe isyan ederek sesleniyorum…Yeterrr artıkkkkk




11.11.11
(Altısıbiryerde)

( O/tel'i Koptu Bayram'ın başlıklı yazı Arzeni tarafından 11/11/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.