Lâl mi oldu dillerin sen neden susuyorsun
Bakışların manidar sanki kin kusuyorsun
Görmez misin yürekte astarı kasıyorsun
Ket
vurma yâr diline zembereği boşalsın
Sözler
acı olsa da tüm gerçekler yaşansın
Ayda yılda bir kere hatır mı soruyorsun
Kanlı düşman mıyız ki uzakta duruyorsun
Tükendi artık sabrım ruhumu yoruyorsun
Ağır
gelmişse sevdam sür gönlünden taşınsın
İsterse
şu yüreğim dirhem dirhem aşınsın
Mazi de kalsa bile kurduğumuz o düşler
Sabır deyip sıkmaya alışkındır bu dişler
Zorlamakla olmuyor kader kısmet bu işler
Seçtiğimiz
gelinlik bırak orda asılsın
İstemem
adımıza davetiye basılsın
Çalmasın davul zurna kurulmasın masalar
Gelmesinler düğüne ne Ali ne Musa’lar
Düşünme sen hiç beni öldürmez bu tasalar
Çok
olsa yüreğime yetmiş karış kar yağar
Bilirim
her gecenin şafağında gün doğar
Her yeni doğan güne bin bir umut ekerim
Göstermem gözyaşımı gizli gizli dökerim
Kaderde firak varsa hiç gocunmam çekerim
Dalmasın karagözün
belirle sen yolunu
Rabbim kayırır
elbet yarattığı kulunu