Hangi yalnızlık atmıştır seni, karanlık dehlizlere.
Hangi sevdadır senin sevinçlerini ve hazzını öldüren.
Bir elinde sigaran, hayallerin düşmüş o gözlerine.
Yılların acısı’ mı çıkarttığın, her çekişte o sigarandan,
Derin, derin çekiyorsun, arşa çıkartırsın o dumanlarını.
Bin bir parça olmuş suratın, neler geçiyor o aklından,
Suratın külden daha sarı, kim sıkardır şah damarını.
Nasıl bir yaşamdır böyle seni, “taştan taşa çarpan”..
Yüzlerinde yılların izleri yaşardır, seni boğan acısıyla.
Şu güzün gününde, bir elinde çayın bir elinde sigaran,
Vuslat’ mı şu beklediğin, boyanmış o yüzlerin sarıyla.
Doğuştan mı yaştan’ mı küçüktür o minik kara gözler,
Çok şeyleri anlatırdır, senin karşında bakıp durana.
Bir eline baston almışsın, belli’ ki tutmaz olmuş o dizler,
Hayatını anlat derler’ de, anlatmazsın kızarsın sorana.
Nasıl bir yaşamdır nasıl bir yoldur seni öyle tökezleten,
Acımamış yollar sana, bükmüş her vakitte o belini.
Yüzünden düşen bin bir parçadır, nedir böyle çektiren,
Sigarana yüklenirsin’ de, kimselere anlatmazsın o halini.
A.Yüksel Şanlı er
13 Kasım 2011
Antalya.