Ne zaman gül düştü ki solgun gamzelerime
Siz imgeleri öldürülmüş bir şiirin koynunda sabahladınız mı hiç ?
Geceye yârenim ay şahit
Sükûtun yankısı
Vurdukça yüreğinin çeperine
İnceden ince şiirlerimin sancılı doğumu başlar
Ey sessizliğin gölgesi !
Gözlerimi sıyırıp geçen düş gibi
Karpuz kabuğundan kayığım
Söz dinlemez imgelerimi
Duyguların deryasında yüzdürüyorum
Hey şair !
Terinde sızan vav
Gözlerinde akşamın alâcası
Hecelerin alevinde tir tir üşüdün mü sen
Ve sonrası
Sancısı vurdukça kalbin kalbine
Bir iç döküş
Ve ardısıra gelen
Bir iç çöküş
Yıldızlar ilham olup dökülürken ağıt ağıt
Kendi sefilliğine aldırmadan
Nasırlı ellerin terledi mi ’’yaz yaz’’ diye
Kilidi pas tutmuş aruz vezninde hecelerin
Secde edip eğildikçe dalları
Bırak hüzün sadece şiirlerde tuz bassın yaralarımıza