Sokakların Dilinden Sessizleşen Ecrinden
Ne vakit boş bir kutu görsem
Sukut edip, sessizliğe bürünerek tefekkür etsem
Kalbi lekelerimi nasıl telafi ne kadar gizlesem
İçinden çıkılmaz bir halin haşyetiyle nefeslensem
Hiç bıkmadan gözyaşlarımı titreyerek serdetsem
Hayal mi yanlış, emel mi ruhumda sızlanış
Sabır niye hicran içinde ki hıçkırış ve bir arayış
Kanaat etmek midir söyle suskunluğa kanış
Yoksa emek vermeden ağlayış,avuntu için yanış
Kalkıp bir etrafıma baksam,hüzün içindedir uyanış
Nice kaldırımları andım
Issız sokakları içimde yaşadım
Niçin beyhude bir metanetin halinde kaldım
Ne zaman farkına vardım, yaşamak adına sızlandım
Umudu ne sandım, halis bir kalp sahibi olmaya uzaktım
İçimi sızlatan cürümlerim yanımda
Çıkmaya aday bir kitabın ahını yaşayan zavallılıkta
Hışkırıklarım gönlümden uzak sahraların vakarında
Firkat denen sevda sanki rüyalarda, inşirah çok uzaklarda
Farkı fark ettiren ihsan vecdin inhisarında ki tavda
Şimdi kanadı kırılmış kuşun sezgisinde hicranım
Ne tarafa baksan bir endişe taşımaktayım, neye muhtacım
Nerden insan süretinde ki cenahtan bu kadar kaygılıyım
İçimden çıkmayan mizanı ben mi korkuyla yaşamaktayım
Hangi halin sadrında müddet-i nefes için çare aramaktayım
Hangi elbiseyi giysem sanki uryanım, korkuya mı açım
Bin bir lahzada sergilenen nahoşluğun içinde yaşamaktayım
Nereye kaçayım, nasıl anlamak adına irademden uzaklaşayım
Muvazene mi nasıl unutayım, yaşamak için mi solumaktayım
Yoksa ruhumun arından terennüm ettiğim aşkı ne yağmalıyım
Ey saki bakıpta acıma halime, nazar ettiğim değerlere
Mazimi unutturan aç gailelere, manadan uzaklaştıran hallere
Nefsimi okşayan bıçkın heveslere, heyacan zerkeden bin şerre
Nüfus için koşturan yılgın nefeslere, kandırmak için kuşanan ere
Sukunet halinde akan zamanın ahdine, takkikime el koyan kedere
Artık her yanım sararan yaprağın hicranında, edep farkıyla
Dalların sukut edişi var gönül diyarımda, gözyaşı durmayınca
Kalan nefes, ne kadar renksizleşiyor heves, mizan yakınlaşınca
Terennüm ettiğim bir aşk toprağın ahını an be an hatırlatınca
Nedensiz hal, ecirsiz sual,zavallı bir enaniyet nefsime kalınca
Mustafa CİLASUN
(
Sokakların Dilinden Sessizleşen Ecrinden başlıklı yazı
Yazan Adam tarafından
16.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.