Hicrânı solumak ne kadar acı
Bana gülen yüzün yalanmış yalan
N’olur kurumasın sevda ağacı
Anladım ki nazın yalanmış yalan
Saldın üzerime onmaz dertleri
Yollarıma çektin bütün setleri
Dolup taştı gayrı hasret bentleri
Yârim diyen sözün yalanmış yalan
Yüreğim ağyâra açılır mı hiç
Benliğime şua saçılır mı hiç
Bilmem ki bu aşktan kaçılır mı hiç
Tattırdığın hazzın yalanmış yalan
Her geçen gün artar gönül ağrısı
Boşa mı yapılır visâl çağrısı
Tefekkürle geçti ömrün yarısı
Baharın ve yazın yalanmış yalan
Uzak diyârlarda durduğun yeter
Umut dallarımı kırdığın yeter
Beni yerden yere vurduğun yeter
İçten bakan gözün yalanmış yalan
Ağlamak kaderim, gülemiyorum
Akan yaşlarımı silemiyorum
Mevlâ’mdan kederi dilemiyorum
Çözülmeyen gizin yalanmış yalan
Ömer’i koymadın adam yerine
Keskin sızıları gömdüm derine
Nasıl da çatmışım zâlim birine
Sevgi dolu özün yalanmış yalan
Ömer AYDOĞAN
ORDU 01/06/2011
(
Yalanmış Yalan başlıklı yazı
OMARIM tarafından
25.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.