(Bir gece vakti, bir oda da konuşma hali.)

Adam _ (Kanepenin bir ucunda, sağ elini sağ şakağına dayamış, uzunca bir süredir suskun, yüzünde anlaşılmaz bir buruklukla oturmaktadır.)
Kadın _ (Karşı kanepede başı biraz öne eğik, sol eliyle dudaklarını çekiştiriyor, uzunca bir sure suskun, endişeli hatta tedirgin bir yüz ifadesi vardır.)
(Belki bir saattir konuşmadan sükunetle oturmaktadırlar, ara sıra dolambaçlı bakışlarla birbirlerine bakmaktadırlar. Sanki bir şey söylemekle söylememek arasında yaşanan umarsız bir boşluk gibi...)
Kadın_ (Çok narin, ince sanki dere yatağından yavaşça akan su gibi gözlerinin kenarından birkaç damla yaş akar, yüzünü yalayarak çenesine doğru. Fakat yüzünde hiç de öyle ağlamaklı bir belirti yoktur. Gözleri, hareketsizce pencereden görülen gökyüzüne bakmaktadır.)
Adam _ (Kımıltısız bakışlarıyla kadının gözlerinden inen yaşları seyreder. Bir şeyler söylemek ister, fakat onu engelleyen sessizliğe bir süre daha yenik düşer. Hatta ağzından dökülecek ilk kelime bile önemli olmalıdır onun için bu hüzün dolu havada.)
Kadın_ (Sanki binlerce yıldır hiç yerinden oynatılmamış bir heykel gibidir. Gözyaşları kurumuş, geriye sadece odanın loş ışığında parlayan izi kalmıştır, hala pencerenin ardındaki gökyüzüne bakmaktadır hareketsizce.)
Adam _ (Adam ayağa kalkar, odanın kenarında ki masanın üstün de yanan mumun yanına geçer, elleriyle mumun arkasında şekiller yaparak duvarda yansıyan, kendi yarattığı şekilleri izlemektedir. Bütün bunları yaparken yüzünde asla bir tebessüm ifadesi yoktur, evvela bir köpek kafası sonra bir timsah başı yapmaya çalışır. Ellerini açıp kapatarak sessizce konuşturur gibi yapar timsahı mum ışığının duvara verdiği gölgelerle. Amacı ne kadını böyle çocuksu bir oyunla güldürmek, ne de kendini eğlendirmektir.)
Kadın_ (Bakışlarını gökyüzünden alıkoyarak adamın ellerinin duvarda oluşturduğu gölgelere çevirir. Sanki çocukluğundan arta kalan bir şeyleri izliyormuşçasına dikkatini çevirir gölgelere. Manasız bir şekilde ağzı açılıp kapanan timsah gölgesine bakıp ne söylemeye çalıştığını düşünür.)
Adam_ (Gölge oyununu kesip vücudunu kadına çevirip gözlerine bakar bir süre. Bakışlarında duyarlı, içli ve çok hafif bir gülümseme vardır.)
Kadın_ (Adamın bakışlarını taklit eder gibi aynı hisle bakmaya çalışır ona bakan gözlere. Ve hala konuşmak için hiç bir çaba yoktur ne adamda ne de kadında.)

Adam _ (Nihayet ilk kelime dökülecektir ağzından.) Sence bunu neden yaptı?
Kadın _ Oktay mı?
Adam _ Evet.
Kadın _ Sırf bize ten karmaşası dedirtebilmek için.
Adam _ Sence bu bize haksızlık değil mi?
Kadın _ Belki de.
Adam _ Bize bir isim vermedi, zamanımızı söylemedi, nerde yaşadığımızı bile bilmiyoruz. Bence onun yaptığı koca bir bencillik.
Kadın _ Haklı olabilirsin. Sırf sevdiğine okutmak için konuştuklarımızı bizi dar bir kalıba sokmaktan hiç çekinmedi.
Adam _ Biliyor musun neden ağladığını bile bilmiyorum. Neye üzüldüğünü? Hatta senin neyim olduğunu bile.
Kadın _ (Gülümser) Biliyor musun, ben de senin neden mum ışığının gölgesiyle duvara o şekilleri yaptığını bilmiyorum. Bizden habersiz kim bilir ne anlamlar yüklemeye çalıştı bize?
Adam _ Sadece istediği şeyleri bize söyletebilmek için bizi kullandı.
Kadın _ Evet. Bunu hiç düşünmemiştim. Neye ağladığımı bile bilmiyorum. Sırf o istedi diye ağladım. İnsanın ne için ağladığını bile bilmemesi ne kötü!
Adam _ Evet! Oktay’ın duygularıyla oynatılan yüreğinden iplerle sarkıtılmış bir kukla gibi hissediyorum kendimi.
Kadın _ Sence yazmaya bir kaç saat ara vermesini fırsat bilip onun yokluğundan yararlanıp böyle onun arkasından konuşmamız doğru mu peki?
Adam _ Bence doğru. Düşünsene o gitmeseydi daha neler olacaktı kim bilir? Bize zorla "ten karmaşasını çarşaftan bir ilişkide yaşamak nasıl bir duygu?’ dedirtecekti. Bize yarım bir hayat yükleyip sanki acılı bir aşık konumuna sokacaktı. Sonra birden birimiz : "Biliyor musun ten karmaşası aslında şöyledir böyledir" gibi cümlelerle odadaki cümleleri çoğaltacaktık.Tıpkı düşlediği gibi.
Kadın _ Sanırım evet. Fark ettin mi? Biz o yokken de konuşabiliyoruz. Peki sence o yokken daha mı mutluyuz?
Adam _Bunun için ilk önce kim olduğumuzu bilmemiz gerekir. Gitmeden önce kim olduğumuz hakkında hiç bir şey söylemedi. Kim olduğumuzu bilmeden mutlu olabilir miyiz bilmiyorum.
Kadın _ Haklısın. Peki bir soru daha. Sence gitmeseydi bize bir kimlik verecek miydi? Kim olduğumuzu söyleyecek miydi bize?
Adam _ Bilmiyorum. Dedim ya belki söylerdi ama tam olarak ne o ne de biz bilecektik kim olduğumuzu. Başka bir insan başka insanlara ne kadar yaşam zerk edebilir ki?
Kadın _ Peki ten karmaşası ne demek?
Adam _ Yapmaaa! Onun istediği de bu zaten. Bunu bizim konuşmamız. Onun oyununa gelmeyelim sakın. Geçenlerde sevdiğiyle ten karmaşası hakkında konutlu ya? Aklı sıra şimdi bize de ten karmaşası dedirtip sevdiğine okutacak. 
Kadın _ Gelmeyelim de, zaten bir oyuna girdik onun sayesinde.
Adam _ Hı hı... Bak aklıma ne geldi? Kim olduğumuzu biz belirleyelim mi?
Kadın _ Nasıl?
Adam _ Ona fırsat vermeyelim. O gelmeden kim olduğumuzu neden bu oda da olduğumuza karar verelim. Böylece kendi yaşamımızı kendimiz kurmuş oluruz.
Kadın_ Aslında bu cezbedici bir düşünce. Peki bunu nasıl yapacağız?
Adam_ Evet aslında biraz zor. Yani bu ana kadar neler yaşamış olabiliriz ki? Çocukluğumuz, gençliğimiz nasıldı? Nelere kızarız? Nelere hüzünleniriz ve neden buradayız? Biz kimiz? Sence bütün bu sorulara o gelmeden cevap bulabilir miyiz?
Kadın _ Bu gerçekten zor. Bir anda her şeyi belirlemeye çalışmak. Bunu yapmak zorunda mıyız?

Adam _ Bence yapmalıyız. En azından neden bu odada olduğumuzu ve birbirimizin arasında ki yakınlığı bilmeliyiz.
Kadın _ Sence biz dost muyuz sevgili mi?
Adam _ (Gülümser) Bilmem. O gidene kadar ne yaptığımızı hatırlamaya çalışıyorum da. Sanki sevgili izlenimi vermeye çalışmış bize.
Kadın _ O zaman sevgili mi olmamız gerekiyor şimdi?
Adam _ Bilmem. Olmalı mıyız sence?
Kadın_ Bilmiyorum. Daha önce hiç sevgilim olmadı ki. Eğer öyle bir düşüncesi varsa ilk defa şimdi olacaktım. Nasıl bir duygu acaba?
Adam _ Benim de senin durumunda olduğumu unutma. Bence denemekte fayda var.En azından o istediği için değil biz istediğimiz için sevgili olacağız. Sence bu güzel değil mi?
Kadın _ Evet... Peki söyler misin sence ben neden ağladım en başta?
Adam _ Sanırım aramızda bir çıkmaz vardı. Ya da başka bir şeye üzüldün. Belki de seni üzdüm. Bilemiyorum.
Kadın _ Ama ben neden ağladığımı bilmek istiyorum. Sence Oktay biliyor mudur?
Adam _ Tabi ki biliyordur; bizi o yazdı. Onu anlatmaya çalışıyorum. Belki de senin neden ağladığın önemli değildi onun için. Önemli olan bize yazdıracağı cümleleri Sevdiğine okutmasıydı.
Kadın _ Onun bu kadar bencil olabileceğine inanamıyorum.
Adam _ Bir düşünsene hiç gitmediğini? Kim olduğumuzu bile bilmeden yazdıklarına son verecekti belki de.
Kadın _ Peki isimsiz olmak seni rahatsız ediyor mu? Bize salt kadın ve erkek demesi yani?
Adam _ Çok değil. Beni asıl rahatsız eden bizi kullanması.
Kadın _ Peki sence bu oda şu an bizim mi oldu?
Adam _ Tabi ki, artık istediğimiz gibi kullanabiliriz. Özgürüz!
Kadın _ Müzik dinleyelim mi?
Adam _ Olur... Ah çok kötü!... Sadece lal var! Sana demiştim değil mi gerçekten bencil diye. Biliyorum bu onun sen sevdiği bestelerden biri.
Kadın _ Madem sadece o var biz de onu dinleyelim o zaman.
Adam _ Olur.
Kadın _ Biliyor musun şu an içimde tarif edemeyeceğim bir huzur var.
Adam _ Ben de aynı duyguları hissediyorum. Yani senin yanımda olman benim için farklı bir duygu. Nasıl anlatayım...
Kadın _ Sence bu aşk mı?
Adam _ Bilmiyorum. Sanırım gitmeden önce az da olsa birbirimize yakın olduğumuzu hissettiren bazı cümleler yazmıştı. Onun etkilerini yaşıyor olabiliriz.
Kadın _ Bu müzik yürek coşkusu veriyor insana.
Adam _ Evet. Hoş bir esinti gibi odanın içinde dağılıyor sanki.
Kadın _ Bence onu bu kadar suçlamalıyım. Belki de iyi bir insan. Amacı bizi incitmek değildi. Belki de bizim çok mutlu olmamızı istiyordu.
Adam _ Belki de. Evet çok gittim üstüne. Ama yine de kendimiz yön vermeliyiz duygularımıza o bize istediği şeyleri söyletmemeli.
Kadın _ Peki bunu nasıl yapacağız? Ya şimdi gelirse. Tedirgin edici bir durum. 
Adam _ Bir yol bulmalıyız.
Kadın _ Evet ama nasıl?
Adam _ Bilmiyorum!
Kadın _ Bak!! Gördün mü??
Adam _ Neyi?
Kadın _ Pencereden biri baktı sanki. Sonra kayboldu.
Adam_ Görebildin mi kim olduğunu?
Kadın _ Hayır!
Adam _ Bu kesinlikle o olmalı!!! Geldi!! Daha çözüm bulamadan geldi.Tekrar kukla olacağız! Belki de bizi ayıracak !!!
Kadın _ Ama bak biz hala konuşabiliyoruz.
Adam _ Biliyorum birazdan gelecek. Ve yine parantez aralarıyla istemediğimiz bir dolu şeyi yaptıracak bize.
Kadın _ Bence gelseydi çoktan gelirdi. Kanımca gelmekten vazgeçti.
Adam _ Nasıl?
Kadın _ Bence geldi ve konuştuklarımızı okudu. Ve bizim için tekrar yazmaktan vazgeçti.
Adam _ Sence bu doğru olabilir mi? Öyle olsa ne güzel olurdu.
Kadın _ Bence o iyi bir insan. Sanırım onu haksız yere yargıladık. Düşünsene hiç başlamasaydı bu yazıya şu an hiç var olamayacaktık. Bırak isimlerimizi, kadın ve erkek bile olamayacaktık.
Adam _ Doğru.
Kadın _ Peki şimdi ne yapacağız? Artık yaşam bizim. Doğrusu biraz korkuyorum.
Adam _ Korkma yanında ben varım.
Kadın _ Sana karşı kendimi çok yakın hissediyorum. Ne garip! İsmini bile bilmiyorum ama çok sıcaksın bana.
Adam _ Ben de seni çok seviyorum.
Kadın _ İyi!
Adam _ (Gülümser) Sanırım ne kadar kendimiz olsak da mutlaka ondan kalan bazı izleri taşıyacağız.
Kadın _ Sence bu kötü mü?
Adam _ Sanırım ilk baştaki gerginliğim yok artık. Yani seninde söylediğin gibi hiç başlamasaydı yazmaya, birbirimizi hiç tanıyamayacaktık. Hem konuştuklarımızı duyup gelmemesi de onun ne kadar hassas olduğunu gösteriyor.
Kadın _ Aaa bak masada neler var. Yazmış olduğu diğer yazılar.
Adam _ Evet. Hımm. " Sinderella’ya tarafsız bir yaklaşım",’Gelincik’,’Sevdalı çiçeğe mektuplar’, "İkili yaşantılar", "Göl vakti" ve şiirler.Sence okumamızı ister miydi tüm bu yazılanları?
Kadın _ Bilmem. Belki de.
Adam _ Hepsini sevdiğine mi yazdı acaba?
Kadın _ Olabilir. Bilmiyorum. Ben sadece bizi biliyordum şu ana dek.
Adam _ Aa bak! Yarım kalan tabloda da adam ve kadın var!
Kadın _ Ne ilginç. Bizim gibi farklı insanlar yani. Biz ilk değilmişiz.
Adam _ Belki son da olmayacağız.
Kadın _ Peki sence ne yapıyorlardır o adam ve kadın?
Adam _ Bunu bilmek güç. Umarım şu an mutlulardır.
Kadın _ Her ne olursa olsun ona çok şey borçluyuz. İçimden ne geldi biliyor musun şu an?
Adam _ Ne?
Kadın _ Aslında bizim için bir fedakarlık yaptı. Bizim ten karmaşası hakkında konuşmamızı istemişti. Onun için başlamıştı yazıya. Bence biz de onun için ten karmaşasından ve ten karmaşasının sevdayla ilintisinden konuşmalıyız. Sevdiği okumalı.
Adam _ Haklısın. Ama ten karmaşası ne demek?
Kadın _ Bilmem. Sadece cinsellikle ilgisi olmasa gerek. Ruh ve şehvetin karışmasıyla ortaya çıkan bir bunalım olabilir belki.
Adam _ Hımm. Sen nereden biliyorsun tüm bunları?
Kadın _ Bilmiyorum. Nasıl bildiğimi, nasıl söylediğimi inan ben de bilmiyorum. 
Adam _ Ten karmaşası... Ruh... Şehvet... Birleşiyor. Birleşim anı... Tuhaf... Ayrıntılar... Bütün bu ayrıntıların yükünü şu anda ben de taşıyorum sanki içimde. Oysa kendimi tanıyalı yarım saat bile olmadı.
Kadın _ Acaba ikisinin yaşadığı bir buhran mıydı? Belki de bizi yaratmaktaki amacı bu ten karmaşasına bir çözüm bulabilmekti. Bu karmaşaya son verip karmaşadan uzaklaşmak!
Adam _ Karmaşıklık mı istememiş yani? Karmaşıklık kötü bir şey mi?
Kadın _ Kötü değildir belki ama düşünsene o gittikten sonraki halimizi? Nasıl karmaşaya düşüp paniğe kapıldığımızı. Kimiz, neyiz, neden seviyoruz, neden ağlıyoruz, neden gölgeler yaptık? Bir sürü nedenlerin arasında boğuluverdik bir anda.
Adam _ Evet. Eğer nedenlere girseydik sebepsizce belki de şu an duyduğumuz huzuru duyamayacaktık.
Kadın _ Karışık bir konu bence bu. Belki de derin yerlerde boğulmaktan ürküyordur?
Adam _ Belki de ürkmekten çok, içinde huzurla barınabileceği bir ruha ait ten arıyordur. Güvenebileceği bir ruh ve güvenebileceği bir ten...
Kadın _ Peki sence daha önce yaşadıklarından dolayı mı böyle düşünüyordur?
Adam _ Bilmiyorum. Bizimkiler sadece varsayım.
Kadın _ (Gülümser.) Evet. Hiç yoktan iyidir varsayım yapmak.
Adam _ (Gülümser.) Haklısın.
Kadın _ Aaaa!! Bak bir de şiir yazmış ten karmaşası hakkında.
Dam _ Okusana merak ettim.
Kadın _ Olur. Müziğin sesini açar mısın biraz?
Adam _ Tamam .
Kadın _ 

Narin ve işlemeli bir buluttan örülmüş teninle
Denizin üstünde uyuyabilirim bu gece
Tenin büyülü bir düş kozasıyla örülmüş , 
Kokusu kalbime bulanmış, 
Tenin bir sır olmuş tenimde,
Tenin sevda olmuş bedenimde,
Tenin çoğalıyor bende,
Tenin susuyor sancıyla yazgımda,
Tenin bir güzel arzu bende... Adam _ İlginç!
Kadın _ Şey... Şunu hissediyorum şimdi... Benim için taze ve sonsuz bir sevgilisin şu an.
Adam_ Sen de benim için öylesin.
Kadın _ Ama bir tedirginlik var içimde.
Adam_ Nedir?
Kadın _ Cümleler bitince ne olacak. Biz de mi biteceğiz?
Adam _ Hayır. Bitmeyeceğiz. O da bitmemizi istemezdi zaten. Daha önce yazılanlar bitti mi? Leyla, Mecnun? Aslı, Kerem? Binlerce yazılan isimli veya isimsiz yaşantılar?
Kadın _ Haklısın. Bitmedi...
Adam_ Biz de bitmeyeceğiz.Yaşamın bir kıyısında sadece sen ve ben yaşamaya devam edeceğiz.
Kadın _ Bu harika bir duygu.
Adam _ Bence de.
Kadın _ Müzik...Sanki bir aşk masalından kopmuş da bize armağan edilmiş gibi.
Adam _ Seni çok seviyorum.
Kadın _ Ben de. Ben de...
Adam_ Umarım onlar da bizim gibi nihayetsiz mutluluğu yaşarlar.
Kadın _ Umarım... 

Oktay Coşar 
( Ten Karmaşası başlıklı yazı marcel tarafından 30.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu