***********Peygamberimiz bir gün Hüseyin’in ağladığını işitti.Fatıma’ya:”O’nun ağlamasına üzüldüğümü bilmiyor musun ?” buyurdu.(Siyeru alâmin-nübelâ,Zehebi,c.3,s.193)
Ülfet yüklü elçiler gönderdiler Hüseyin’e…
Kûfe eşrâfının mektubudur:
“Ey Fırat kadar feyyaz,güneş kadar ferruh tâhir!
Yâr ve yardımcı ol bize
Bekliyoruz seni,güzellikler için, Kûfe’ye
Güvenebilirsin misâfirperverliğimize”
Yola çıkmış ehlibeyt sevinçle…
Dünyalık hırsları sarsmış Ömer b. Sa’d’ı
Hüküm verip duruyor sanki bir kadı
Cahil Şimr b. Zülcevşenleri yönlendiriyor
Almış eline kumandayı
Unutmuş Hüseyin’le olan akrabalığını
Geride bir adam:Ubeydullah b. Ziyad
Tek güvendiği saltanat
Yezid b. Muaviyenin sırdaşı
Kraldan çok kralcı
Elde edecek ya at ,yat ve kat
Burası KERBELA
İnliyor ihânet jurnallarıyla
Sinsi ve hain bir kuşatma
Gökyüzü kapkara
Yeryüzünü akan kanlarda ara
Başrolde Kûfe eşrafı
Şehit eden de ettiren de orada
Yüreklerinize havale tarihin yazmaktan utandığı fâcia
O ki
Ali ve Fatımanın gözbebeği
Hasan ve Muhassin’in kardeşi
Ümmi Fadl’ın sütüyle beslediği
Hz.Muhammed’in kulağına ezan okuyarak isim verdiği
Cennetlik gençlerin seyyidi
Hazreti Hüseyin…
Onlar ki
Satılmış beşerler ve kin…
Kendi yazıtını dikiyor sin…
Dursun Tiftik