Bir zaman yolcusudur insan koca bir heybe vardır sırtında. Günahları ağırlaştırdıkça heybeyi taşımak zorlaşır. İyi ve hayırlı işler yaptığında heybe delinir günahlarından bir kısmı dökülür. Dökülen günahlar büyüklüğüne göre kimi geçtiği yolda izleri kalır kimi toza dumana karışıp kaybolur. Heybesi hafifleyince rahatlar ve yoluna devam eder.
Ama yol o kadar uzundur ki unutur eski günahlarını hırsı alır yine yüreğine. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi başa sarar bütün eksilerini.
 
Para altın anahtar der her kapıyı açarmış yanılır kapılır o sihirli parıltıya bozar aklının dümenini. Açılan her kapı dünya varlığını çoğaltsa da manevi zenginliğini azaltır.
Farkında olmadan unutmaya başlar mananın güzelliğini. Artık mal sahibi mülk sahibidir.
Yatları katları altını ziynetleri vardır. Lüks yaşar lüks giyer yer içer. Makamı kalesidir sanki gizlenir arkasına, ölümsüzlüğü satın almış gibi gururlanır.
 
Han olur hakan sultan olur. Devletin en başı makamın en tepesi hep enlerin keyfinde eni bedeni kadar olan o çukura gireceği günü unutur. Beşeri zevklerin şeytani rüyasında hakkı haklıyı haramı helali amel defterinden çıkarır.
Şimdi yaşamalı, günün,zamanın hatta her anın tadını varmalı der. Hükmüne baş eğenler,sen efendisin diyenler sahte şak şakçılar.Düşünmez ki; gücü veren geri alacak.
Düşünmez ki; mührü veren ilk damgayı ona basacak. Her şey dünya için ,bir kez geldik ötesi yok ne cennet var ne cehennem.
 
Hepsi buradadır al çal zapt et. Güçlü isen senindir her şey budur marifet.
Sahip olduğu makamın süresi yoktur kendi gibi veya kendinden olanları kayırır diğerleri ise aptallarıdır.Ölmeyecek kadar yemeli sürünmeli ama asla güçlenmemeliler.
Halk kim haklı kim? Ya hakkını isteyen arayan ya itiraz eden asi gelen.Vurun kırın susturun! Bir zaman yolcusudur insan arkasına bakmazsa geçmişi körelecek geçmişi körelince geleceği kararacaktır.

Oysa bakmalı geldiği yola yanlış adımlarını düzeltmeli önündeki taşları toplamalı.
Aklın gösterdiği istikamette ilerlemeli ki kendinden sonra gelenlere temiz bir mazi bıraksın.
Zor iştir adil olmak hakkı bilmek haklının hakkını vermek.Bir elinden taşanı öbür eline göstermez. Kaynar kazanlarında bal kaynasa bile onun dilinde zehir kibir lokması yutar.

İşte yol işte yolcu ister koşa koşa git ister ağırdan al yürüyüşünü.Ama unutma ömrün bitişini. Varlığınla gönlünü daraltanlar unutmayın!
Bu yolun sonunda ki çukura bin kişiyle gelenler bir başına gittiler.
Haydi şimdi davranmalı yürümeli menzile, gönül kapısında hakkın işaret ettiği yere.
 

ŞÜKRAN AYDOĞAN / YALOVA / 12.12.2011

( Zaman Yolcusu başlıklı yazı Şükran Aydoğan tarafından 7.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu