Hepimiz örüyoruz ağlarımızı sebatla,
gözlerimizi kırpmadan, umutlarımızı kırpmadan,
hep bir elden, hep bir kalpten örüyoruz ağlarımızı,
işte yine oradayken, oracıkta örüyoruz düşçül ağlarımızı yeniden,
öyle hızlı örüyoruz ki yazgı ağlarını bizden daha hızlı öremesin diye,
dört bir koldan, dört bir arzuyla,
çabucak, çarçabuk,
ördükçe ördükçe göz bebeklerimizi büyüyor, dev gibi
oluyor, dev gibi,
büyüyen göz bebeklerimizin içine yavru rüyalar
giriveriyor,
ikinci el, sahibinden temiz, gerçekleşme garantili rüyalar,
ikinci el, sahibinden tertemiz, kabusla uyandıran rüyalar,
örüyoruz, örüyoruz,
içimiz dışımız rüya,
sağımız solumuz rüya,
kulağımızdan kanatsız rüyalar kaçıyor, uçmayı kalbimizde öğrensin diye,
oradaydık ve koştura koştura örüyorduk,
bazen yoruluyorduk tıngır mıngır örüyorduk,
ruhumuza yapışmış ağlarımızı örüyorduk açılsın diye,
acılarımıza sarmalanmış ağlarımızı örüyorduk saçılsın diye,
ördükçe öresimiz geliyordu,
bir yandan da ağlıyoruz ağlarımız ağu içindeyken
ağlarımız, ağlarız, ağlarımız
hem ağlarız, hem ağlanırız,
oradayken,
yine oradaydık işte her zamanki
gibi,
elimiz gözümüz rüya,
kalbimize rüyalar batmış,
kanayan yerleri örüyoruz ağlarla,
kanamayan yerlerle kahkahalar atıyoruz,
nefesimizin içinde yavru bir düş parçası,
bir yandan besliyoruz,
uyusun da büyüsün ninni diye,
danalar girsin bostana diye...
Oktay Coşar