Oradaydık yine

ellerimizde bulut kemiği çomaklar

yine bir düş kovanına gözlerimizi sokarken

 

Toprağın en diri zarındaydık yine

habersiz gelen tüm ölümlere

yas renginde çerçeveler ararken

 

Hani nereye assak o kerpiç duvarlarda diye

nereye gömsek gözyaşlarını, hangi çığlıksız otlaklara diye

yine ağzımız açık

yine açık ağzımız

yine ağızlarımızdan açılmayan bir sürü pencereler

yine pencereler uçmasına ramak kala

tam uçmasına ramak kala

tam kanatlarını yeni bilmişken

yine pencereler açılmayan, sımsıkı kapalı

kapattırılmış sımsıkı açılmasın diye

ağızlarımızdan içeri güneş, rüzgar, hava girmesin diye

kapatılmışlar akılları yedi devirli yalan yalan makinelerinde yıkananlar tarafından

 

Oradaydık işte yine

birimiz gözlerini sonuna kadar açmış sularken onların geçmişlerini

sularken tüm organlarını

bir saksıda eli, bir saksıda göğsü, bir saksıda kalbi

bakıyorduk bir yandan ağlama tariflerine,

güneş görecekti yaprakları

günde bir okşanacaktı tenleri

rutubet olmayacaktı ruhlarında

sahi böyleydi değil mi sahi

sahi biraz biraz böyle yaşanıyordu değil mi aslında

biraz böyle böyle gülünüyordu değil mi ağılımızdaki güvendiklerimize

biraz çatısı böyle akıyordu bu yaşamların

biraz yetmiyordu damlaların sızıntısına

ne olur du ki bin tuğla koysan

durur muydu o çatının çığlığı

o çatıların pırıl pırıl ağıtları

 

Evet doğrudur

oradaydık yine

bize doğru gelen düş vagonları bazen acıtırken işte

kara kara dumanlarıyla

raydan çıkarken işte o berrak gözler

rayllarıı parçalıyorlarken işte ezberci ihtiraslarıyla

rüyalarımıza bir perde inerken o banliyölerde

öyle kocaman, rengi çalınmış bir perde inerken kursaklarımıza

 

Oradaydık nefeslerimizi kısıtlı kullanırken

tasarruf olsun diye sırayla nefes alırken

ded, birimiz 

 

- sahi öldük mü biz? dedi

 

diğerimiz :

 

- ölenle ölünüyor muydu unuttum bak şimdi dedi.

 

ötekimiz : "niye öldük ki biz kendimize şimdi" dedi

 

Oradaydık yine

sımsıkı giyindik mevsimlerimizi yine

bilirdik işte biraz nankördü bahar

oradaydık annelerimizin nasihatı iç cebimizde :

"aman oğlum sıkı giyin üşütürsün"

sıkı sıkı giyindik yitmelerimizi, yitişlerimizi,

merak etme anne dedi birimiz :

"geç kalmam, gelirim hayat bitmeden..."

merak etme baba dedi diğerimiz :

"sen kepenkleri aç, ilk kasırgasız rüyanda oradayım"

 

Oradaydık belli belirsiz,

kıpkırmızı bir gölün yüzeyine bağdaş kurmuş

düşünürken kundak kokusunda sılalarımızı

 

Oradaydık işte bu son cümlede :

derken birimiz :

"sahi biz neden düşleyemiyoruz

kim aldı yastığımızı suçsuz uykularımızdan?"

 

Oktay Coşar

( Oradaydık Xv başlıklı yazı marcel tarafından 18.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu