Baba oğlu
Geçenlerde bir hikaye anlattım
Dostun birisi çıkmış
Yazdığın en güzel şiir buydu dedi
Benim anlattığım ne ki
Altı üstü bir sinema parası

Baba oğlu kusuruma bakma
Senden habersiz bir iş yaptığıma
Aslında yazılacak çok şey var ama
Utancımdan yazamıyordum

Düşündüm de 
Seninle birlikte
Yediğimiz dayakları anlatsam
Kesin meşhur oluruz
Sahi neydi o dayaklar
Ulan bir tanesinde bile suçumuz olsa
İnan gam yemem

Baba dayağı garantide
Başlı başına bir facia
Bir kere bile soramadık
Neden dayak yediğimizi
Evden gittikten sonra anam acırdı bize
Ağlaya ağlaya
Ben size demedim mi
Gitmeyin köye diye
Ne köyü anne
Sabahtan akşama kadar sokaklardaydık
Aha kazandığımız para
Meğer köyde ki itler 
Komşunun karpuz tarlasını talan etmişler
Cezayı da bize kesmişler
Jandarmaya şikayet olur mu
Koskoca ağa çıkarır öder parayı
Acısını da bizden çıkarır 
Kafasız adam gel de bir sor
Neyse geçelim bunları

Hatırlarmısın gecenin yarısı
Sen on beş ben on üç yaşlarında
İşimiz bitmiş 
Sokakta sallana sallana eve gelirken
Kazım dayının kahvesinin önünden geçerken
Pencere de siyah perde
Merak etmiştik ne var içeride
Tekme tokat dışarıya atmışlardı bizi
Kaçarken bile tepetaklak yuvarlanmıştık
Ayağım sana bakarken ayağıma takılmıştı
Nerede eskiden şimdiki yollar
Ağzıma burnuma kum dolmuştu
Avucumun içi soyulmuş
Gele gele karakolun dibinde ki çeşmeye takıldık
Karakolda da Allah'tan Bayram amca vardı
Bir tek bu adamı sevmiştim
Bizi görünce
Ne oldi uşağum size poyle
Çocuk aklı işte
Olan biteni anlattık
Tutku kolumuzdan 
Sizin şimdu karnunuz da açtur
Yok desek de bırakmaz bizi
Ne var ne yok geldi önümüze
Aradan on dakika geçmedi
Bize dayak atanları 
Toplayıp getirmişler karakola
Aha şimdi ayvayı yedik demiştin
O zamanları nasıl anlayayım
Bir fırsatını bulup kaçtık
Gel de geç bakalım
Kazım dayının kahvesinin önünden

Her gün yol mu değişir
Millet bir türlü de unutmuyor
Halbu ki o gece
Kumardan almışlar içeriye
Bereket babamızın namı var
Bir tek bu nam işimize yarar

Geçenlerde aynı kahve önünde
Oturmuş muhabbet ediyorduk
Yanımızdan ihtiyar birisi geçti
Üstü başı perişan
Ellerinde bir kaç parça eşya
Bir kaç eşya satacak ta
Para kazanacak
Bu gördüğün bizi ikide bir dövdüren Kazım dayı
Ne olmuş buna böyle
Çok büyük tövbe etmiş
Duyduğuma göre
Amaç para kazanmak değil
Kumardan uzak durmak
İkide bir gelir yanıma
Ona bir çay söylerim
Hemen seni sorar
Bırak yine sorsun da
Sakın söyleme döndüğümü
Bırak be baba oğlu her şey geçmişte kaldı
Belki adam seni arıyor
Ölmeden bari helalleşin

Kulağımızın dibinden bir ses
Hey gidi günler hey
Kazım dayı yanımıza gelmiş
Meğer bizi dinliyor
Bir de yaptığı işi gururla anlatıyor
Bak ben sizi dövmeseydim
İkinizde adam olmazdınız
Biriniz benim kahveyi almış
Biriniz de devlet memuru olmuşsunuz
Yıllar ne de çabuk gelip geçiyor

Acaba doğru mu anlattıkları
Biz anlamıştık anlayacağımızı
Uzat bakalım elini Kazım dayı
Elimi size asla öptürmem
Gelin ben sizin gözlerinizden öpeyim
Onca dayağa rağmen
Ne hikmetse nefret geçmiyordu yüreğimden
Dayak hiç güzel olur mu
Olsun be baba oğlu

Sahi çocuklarına hiç tokat attın mı
Hatırlamıyorum ya sen
Ben de hatırlamıyorum
Bu yaştan sonra da Allah göstermesin
Sonumuz Kazım dayı gibi olmasın
Dayak da olmasın
Olmasın değil mi baba oğlu

28.12.2011
( 556- Dayağın Güzeli başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 12/28/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.