Bir oda dolusu intihar bazen hatırladığım

Ne çok çekmiş gölgelerim kahrımı

Her gece bir teselli koyarlarmış da yastığımın altına

Haberim yokmuş meğer

 

Bazen bir damla yıkıntıyı

Gözlerime doğru yavaş yavaş düşerken görüyorum

Ve her seferinde

Tam değecekken kirpiklerime

O iyilerin dostu fırtına

Yönünü değiştiriyor aniden

Duraksıyorum öyle zamanlarda

Bir ayağımı uykumdan aşağı uzatıyorum

Toprağa değer mi kalbim diye

 

Denizini göğe bağlamaya çalışan aşık bir miço

Ruhunda düğüm düğüm olmuş halatlar

Yani işte o ressam

Ne kadar çizmeye çalışsa da denizli miçoyu

Hep taşırıyor dalgaları tablonun dışına

Odama

Yatağımın dibine

Rüyalarıma kadar dalga

 

Aldı başını gidiyor yaşım

Neyse ki düşlerim hep bir adım önde zamandan

Ama hiç tertipli olamadım ben

Hiç acılarım bir yerde

Sevişmelerim bir yerde olmadı

Şöyle derli toplu

Ütülenmiş katlanmış

Her şey dağınıktı çamurla oynayan çocuklar gibi

Ne sular aktı

O hep bir ayağı kırık canım köprülerimden

 

Buz gibi ayrılıklarda ruhum üşürken yürümek

Öyle yavaş yavaş

Kendime fısıldayarak durmadan

Bir tek kaldırımların ağaçların şahit olduğu

Anlar kanatırken varlığımı

Anlarken kendimi

Anlar da anlarken sadık hüznümü

Benim tatlı hüzünlerimi

Kozasından yeni çıkan kırmızının elleri gibi

Yumuşacık oluyorum

O kadar katılığın içinde

 

 

 

Belki de o yüzden dilimde hep bir söz izi

O yüzden hala yüreğimde yüzdürüyorum kağıttan gemilerimi

 

Kaskatı bir takvimin parmaklıklarının ardında bile

Sanki yaşam bana hep bir oyunmuş gibi haykırasım geliyor :

“gardiyanlar! Çıkarın beni bu sözsüz mevsimden!”

 

Çok zor

Kırpılmış hayatları birleştirmek

Hele de birleştirmeye çalışmak

Neyse o

Parçalandıysa eğer o hayatlar

Biz de geriye kalan parçalarla oynayacağız

Geriye kalanla ağlayıp seveceğiz öpeceğiz

O yüzden

Sabahı da

Geceyi de

Afiyetle yiyorum

Üstüme afiyet

 

Daha fazla cümle almaz bu şiir

Yolum uzak

Daha kaç neşter kesecek hatırladıklarımı

Daha söyleyecek çok şarkısı var fotoğraflarımın

Daha nefeslerim kaç heyecana çarpacak bilemiyorum

Her şeyin son meali sessizlik diyelim

Yani bir harf dahi artık

Yıkar bu şiirden kuleyi…

 

 

Oktay Coşar

( Şiirden Kule başlıklı yazı marcel tarafından 3.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu