Saklanan
lahzadan kelam
eyler o müşfik zaman
Kitabı aşikardır,
kalp hicrana kanan
bir figan-ı nardır
İçimi titreten
burukluğun hüznünden
nükseder dağlayan hazan
Ruhumu sızlatır
hasret kaldığım umut
içinde dile gelmeyen ferman
Gözlerden
sessizce yaş boşalır
Ruhun
yadından südur
eden hicran çilesi anlaşılır
Seven bir yürek
her vakit feda olmak
için canhışar için uğraşır
Derdin
lahzasında ki firkat
an be an kalbime
feyzin inşirahını hatırlatır
Ecel
gelmeden ruhun
pervazlarında bekleyen
umut niye hicran-ı aşk yaşatır
Bimekan
olmak aşka kanmaktır
Sevdasında
kurban olmayı ruhun
sadrında yaşamaktır
Lebbeyk
diyen kalp hangi
vecdin sürurunda aşkın
vahyine kanmaktadır
İnanmak,
ruhun ve kalbin
teslimiyetinde sevdayı
mizan kitabında okumaktır
Nasip
beşer için
sünnetullah
Kul için
ihlas ve niyetin
vecdine kanıp yakarmaktır
Mürşide
hor bakan
niçin ahmaktır
Batın
izan adına
bu kadar muğlak ve
sancı zerkeden durakmıdır
İştişare
neden ülfetin
bağrından nazar eden
inşirahtır ve adab-ı sedadır
Vahdet,
kul için tefrikayı
reddeten bir edadır
İnsanlık
adına en ulvi
aşk ve kalbi şiardır
Akıl
ve irade bu bakımdan
muhatap alınan ehliyetin
didarında bekleyen hesaptır
Sine sessiz,
ruh sanki sahipsiz
Kalbi
umut solmaya yüz tuttumu
feyzinde ari ve şevksiz
Yalnızlık
iklimi ruhun
mecrasında dirliğe
muhtaç ve çilede niye hissiz
Solmaya
ducar olan yaprak
ne anlatır,
Kalbin
her sahifesine
yazılan hatırat
Hicran ile
refakat edip,
aşk-ı teffekkürü yaşatır
İnsan,
kul oldukça asildir,
Mustafa CİLASUN