Uzun ve pürüzlü bir ten yolculuğundan yeni döndüm
Hayal yorgunuyum
Yoksullaşmış benlerime efkar dağıtıyorum
Aylardır kirasını vermeyen yüzsüz tedirginliğimi kapı dışarı ediyorum
Uzanıyorum maviye çalan gölgeme
Kirpiklerimden çırılçıplak bir tel düşüyor bucağıma
Çok mu günah bir geyşa tutkusu bilincime
Üstelik de en suçsuz yeri vernikli omuzlarıyken

Daha yeni biçtim ruhuma ektikleri nifak tohumlarını
Yine de bir nadas bezginliği sarmış vücudumu
Hep düşünüyorum zamanımın ihtimalli taraflarında
Ne olur ki masum bir kitaba çaktırmadan şehvetli bir sözcük eklesem
Ne kadar bulanabilir ki saadeti
Peki haram mı iki düş arasında sevişmek
Karanlığın kopçalarını usulca çözüp beyazını okşamak
“an” lar yağarken gökten delicesine
O zarif melekler kıkırdarken nefes seslerime
Sırlarım gece yarısında bir geceyi yarısına bölerken

Gözyaşlarım da soyunuyor benimle
Yanağım emzirirken acılarımı
hiç bir hurdacı, kederler alırım demiyor
alan yine keşke-lerim oluyor- her şehrimde beni takip eden


Göğsümde
öperken kapanan bir nilüfer dövmesi
kumral bir yalnızlık belki de gözlerime sinen
Belki de
Anımsamak istemiyor beyazını hangi kartalın gagasına adak ettiğini
Ya da ellerinin en son ne zaman dokunma grevinde olduğunu
Belki de en özgür dudaklar en gerçek tutsaklardır ağızlarına


Kasıklarımdan müjdeli bir mektup var-yepyeni bir düş sahibi olmuşum
Kar kristali bir kadın doğurmuşum bu gece
Bahtı açık olur umarım dediler uykularım
Müzik kutumdaki balerin bazen ağlıyor ama olsun
O kendini tekrar kuruyor kederleriyle
Perdeler çekiyoruz her bir hatıranın arasına
Her bir fotoğrafın arasına dikenli teller geriyoruz bazen
Her şey çığlığı alınmış bir kasırganın içinde ürüyor
Her şey birbirine yapışıyor – ılık şarap – bulut omuzlu kadın-
Ahlaksızlığımı paylaşabilenlerin niyetiyim yine de


Göğüs kafesimi kırıp da geçebilenlerin öyküsüdür bu
Hiçbir harf benzemiyor birbirine
Ama her harfi aynı keyifle saplanıyor şakağıma
aynı keyifle - ayrı acıyla
bu tezatlık belki de bizi kolayca büyüten


Kolay değil her gece bakir bir nilüfere biat etmek 
Kolay değil zihnimdeki boş odalarda
her gece bir düş sahibesine davet vermek 
Ve her oyun sonrası biraz daha yalnız kalmak kendime
Her ter ayrı bir kompozisyondur
Ve tüm bunlar
Kim bilir kaçıncı baskısıdır aşksızlığımın…

Oktay Coşar
( Düş Sahibelerim başlıklı yazı marcel tarafından 3.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu