>
Ne
sukunetin melali
Ne kalbin inşirahtan
arileşerek kal eden mecali
Nefsin
terbiye ve tezkiyeye
muhtaç hali, iradenin
azim içinde ki cehdi
Dervişin
suskun ve sakinkiği,
nasibin bahta ram olan
niyetin asliyesinde ki vakti
Ruhun
adına derlenen ve
neşredilmesini bekleyen
kitabın kederi, akıl
ve izan içinde ki önemi
Ne
kadar kelam etsem
Gönle düşmeyen aşktan söz
etmeye nasıl cüret edip hasretsem
Ruhun
meskun halini,
lafzay-ı celalin nazargah kılan
bu kalbi şehretmeye meyletsem
Her okuduğum
kitapta, ruhuma ve
kalbime seslenen sürelerin
meyanında nefsime söz geçirsem
Göçüp giderken,
hazan heryanımı kuşatmışken
Takatim
ve hevesim şevke ve edebe
muhtaçken kime nasıl seslenirim
El Rezzak olan bilinirken
Bir ulufe
uğruna ruhunun esaretine
göz yumanlar etrafımı kuşatmışken
En
yakınlarım edebin dilini,
halin ilmini ihmal ederken
Kazanmak
uğruna kalplerini fedaya
hazır bir vaziyetteyken
Kime sığınırım,
hangi yüzle el açmak için
bahane ararım, taatlerin feyzi
için niye bu kadar figanım
Taklit üzre
inandık ve iman ettik,
en yakınlarımızın anlattıklarıyla
yetinmeyi birşey sandık
Ne derlerden
kurtulmak için bin bir yol
içinde sadece kendimizi kandırdık
Derin bir
uykunun hicranıyla
aşk adına tutkuyu sevda sandık
Nefsimizden
nükseden heves ve keyfiyet
için merakın en şedidini yaşadık
Yalan ve yanlış olan
ne varsa, hiç umursamadık
Ruhun ve
kalbin lisanını öğrenmek
için her ne hikmetse kaçındık
Bir ölüm
haberiyle hangi vadide
olduğumuzu düşünsek bile
sadece o kadarıyla yetindik
Akıl ve izan
sahibi olduğumuzun
farkındalığıyla böbürlenip,
fanilik adına mütemadiyen filizlendik
Ne vakit
bir afetle karşılaştık,
panik atak olmamak için çırpındık
Ve fakat
hala avunmayı
en mühim bir çare olarak
gönlümüzde barıdırdık
Mustafa CİLASUN