>
Ne vakit
nazarını fark etsem
Yalnızlığın
ucsuz bucahsız
bahtında söylensem
Dilimi düğümleyen
sualleri bin hüzün içinde
serdetmeye meyletsem
Bir endişe
kuşatır benliğimi
İzan içinde
südur eden medcezirleri,
boyun büktüren sessizliği
Bazen
sorarım kendi kendime
Acaba cüret
etsem mi diye, içimi
titreten mechulin gailesiyle
Nefesim acizleşir,
hevesim fakirleşir, umudum
her ne hikmetse nüveleşir
Neden böyle
bir kaygı kuşatır sineyi
bin bir sual içinde
derlenen elim izmihlali,
sukut ettiren sesgide ki edebi
Konuşmak
bu kadar mı zor
Selamvermek
neden içime sessizce
zerkettiği sancılar koyar
Niyetin samimiyeti,
halin fark edilmeye muhtaç
kederi nasıl bir irfana kapı aralar
Yorgun ve bitap
bir haldeyim ey sukut ettiren melal,
hangi umudum ruhum için sürura kapı aralar
Şehrin
yükü ne kadar ağır
Her taraftan
kuşatan ve açlan caddeler
kalbimin inhisarında bir kahır
Hangi tarihi
bir abideye baksam
İçinde
kümelenmiş nefeslerin
kaygılarını aralasam
Heves ve keyfitetin
ne kadar fakir ve sığ olduğunu derleyip,
yürek sahiplerine sukunetle anlatsam
Ümera
bilmem ki nerdedir
Hangi hesabın
içinde bitap olmak içim azmektedir,
makam ve şöhret bunun için midir
Kalbin ve ruhun
yalnızlığı ne kadar kıymetlidir mavera
için hangi hesabın mizanı nefesimdir
Lahzalar
artık kime sesleniyor,
araf merak içinde kimleri bekliyor
Ölüm
ne hikmetse sineme
sessizce aksediyor
Hangi
şairin kitabını okusam
İçine düştüğü
yalnızlığı bilmek ki nasıl
şehredip halin diliyle anlatsam
Vaziyet edemediği
sualleri nasıl anlasam,
derd-i gamıyla mı hicrana uzansam
Her kelimenin
kadrini bilmeden ve halde şehredip
divanenin meşkiyle kal etmekten hala uzaksam
Mustafa CİLASUN