1
şubatın ilk
haftası
umut aşıladığım
çıdamlıydı
yaftası
başa karşıladığım
güneş altında
çarşaf
karlıca pekmez
hoşaf
gününde miydi
eşraf
baş
kaldırılmadığım
anaç
gövdesindedir
amaç
sevdasındadır
yamaç
gaydasındadır
boş
saldırılmadığım
tadında yıllar
boyu
kardelenler
şebboyu
sevgisinden de
koyu
taşa arşınladığım
baştan çıkaran
esler
dalında kuşu
sesler
tutulunca
nefesler
nedensiz
haşladığım
tepeden tırnağa
düş
deliye keder
gülüş
ozan efem dökülüş
nedendir
taşladığım
2
tazecik körpe
fidan
ağaç olmayı
bekler
yolsaydı alıp
giden
bahçede kimi
tekler
kuru cılız bir
daldı
aç tavuk gibi
daldı
toprağın elden
aldı
büyümeye itekler
yaprağın gibi
hamur
ola dört başı
mamur
dudağında ıhlamur
büyüsüne istekler
kuşu uçtu dal
çıtır
dağıldı hardan
ıtır
alan hoşluğa
hatır
sevgisini
destekler
büyüdü tıfıl
kopil
ister tut ister
tepil
baharı güzel
serpil
ozan efemde ekler
3
evimizin yaz
bahçesi
kuzineli salon
kumpir soğan
pelit kestane
kaba ekmek kömbe
pelit kestane
mis gibi tarhana
çorbası
kuru fasulye
kölemle
pişerken oyasında
esneyip inmeyi
bekler
örümcek uyur
uyanık
çırılçıplak
dolaşır
duvarda köşede
incelik
karası çalkara
darası fukara
4
geç
gelen
sevinci
öptü yeşil
tutundu dala
gülüyor budala
tazecik gülüşünde
baykuşlar ötmez
artık
aydınlık gecelere
girin
hasırları serin
gölgeliğe
ay dolacak bu
gece
razı oldu
sevincine
5
sırça saraylardan
çıkagelir
dökülür kıra
bayıra
dalın ucundan
çıtlar bahar
yumuşacık
otlarında sürem
uzun düşleri
özler olduk
tozlu sokaklarda
tel çember
çevirdiğimiz güne
yurt edindik
güzel yerlere
kondu çadır
çılgınlığa ortak
olup
çalı bozalağa
yanaşır sürü
kelebeklerle uçar
sevinç
ıslanır şiir
terinde
martı yaran
martılarda
nisan çığlığı
kırlangıçlarla
üveyiklerle yerleri apayrı
tutku içinde
çizdiğimiz güneşe
güzel terledik
üzüm ekşisinde
tadı
yağmurla
çoğalacak umut
gözümüzde canlı
dalı
iki sözünden biri
uyanır şiir
6
sabun köpüğüne
akdeniz dalgası gelir
baharın yasa
taşır olgun başak tanesi
berekete kucaklar
sevinç mutlu hanesi
umuttan çoğalınca
bulut göğe yükselir
gül deyince
belleğe kazanır kırmızısı
gül doluşur ateşten
çoğalarak öpüşü
sessizi gün
elinden erince çıkar düşü
dökülürse uzgurun
koca meşe mazısı
ağaçtan asılıdır
bizi bağlayan sevinç
karanlığa düşüyor
yeryüzü aydınlığın
insan elinden
ölür aptalca saygınlığın
yaldızında
fosforu tininde umut erinç
zambağın
morunadır ipeksi söze el aç
gidenler
zorunadır sevinir öze yamaç
7
ne sevgiler
duyduk
ne sevdalara
tanık
toprağında doyduk
bahar kokuna
yanık
asma dalında
güzel
tevekten tutunmuş
taneye konmuş
ışık
pekmeze doymuş
sahibi
yedi birkaç kaşık
140212denizligülcebahçe