Kekremsi bir tat bırakıyor dilimde,
Ayrılığın ardından
yaramdan damlayan kan !
Sussam
Oda konuşacak ,
Bağırsam
ürkecek gece
bilmiyorum ki ne yapsam ? …
kokuşmuş ruhların
ve çürümüş etlerin yığıldığı
kuş uçmaz
kervan geçmez yollardan yürüyorum,
kulaklarımda
hiç bilinmeyen türkülerin nakaratları var …
her tını seni söylüyor sanıyorsun!
Oysa ;
aklıma geldiğinden değil ağlamam
sadece canımı yakıyor, dudaklarımda ki çatlaklar…
kimseler tanımıyor beni
söylemek istediğim her söz yarım.
Her şiirim piç
Ve her duygum ölü
Üşenmezsen göm cesedimi…
Hayat kaç yaşında acaba ?
Kaç kaltak etini sattı
Şu ezdiğim kaldırımda ?
Yahut
Kaç aşkı bitirdi şimdi yaşadığım an !
Sahi !
Saat kaç oldu Firuzan ?
Aldanma
En alçak noktamla,
En yüksek rakımlı toprağım arasındaki yar/ın
Boyumdan büyük durduğuna !
Ki zaten ;
gittiğinden kalma
tanrının laneti o göçük !
ve beni yargılarken unutma :
yaşım, yaşadıklarımdan küçük !
Yazarın
Önceki Yazısı