*******************************Bir gün boşalacak salıncak
*******************************Sıra bekleyen kalmayacak
Dil-ârâ…
Kusûruma bakma (!)
Özür diliyorum kendi adıma
Dünyâlık fitnelerin hülyâsına dalmışım
Gülü soldurmaya
Yıldızları kovmaya kalkmışım
Eylül nakaratlı şarkılara alışmışım
Kuru kavgalarda dil-hûn eylemişim zamanı
“Ateşten gömlekle” beslemişim arenalarda döktüğüm kanı
El olmuşum kendime -edebsizlik o biçim-
Şimdi divâne yalnızlıklar soluyor ciğerlerim
Dil-firûz bir nazar eyle yudum yudum içeyim
İntizâra vurulmasın mekân gözlerin nâzan diye
Ayrılık kulesinde tahta oturmayayım sultân diye
Bayram yapmasın hüzün geldi bir kurbân diye
Seher yeli uğra bana heyecânım paramparça
Umudumu tazele ki diri gideyim sandığa
Gülümsesin rü’yâlar dil-beste olduğuma
Dil-ârâ …
Yetişiver rûhuma
Dünyâya sat kokuşmuş teni
En çok
Riyâsız ayrılık vaktinde bekleyeceğim seni
Ne olur gel emi…
Dursun Tiftik