YAKACIK KÖYÜNE SELAM
Üzülüp hedefe geç kaldık derken,
Baktım ki, vakit çok erken.
Çalışın çocuklar, gücünüz varken.
…
Yaşlılık çağımda Hakk’a giderken,
Zat’ı muhteremler;
Resmimi astılar okuduğum okulun
Şeref köşesine.
…
Bir fidan dikmiştim okulun bahçesine.
Bilmez mi beni Yakacık,
Bilmezler mi beni Yakacıklar.
…
Türkülerde Türk’ü yazdım,
Mermer kayalarına.
Ve sevda türküleri çağırdım dağlarında.
…
Ayın doğduğu akşamlarda,
Fıstık ağaçlarının dibinde yatardık.
Özgürlüğe fal tutardık;
En verimli çağımızda ve yiğitçe.
…
Kadın, kız değildi, bizi avutan.
Ve rüyalarımızda yatan,
Aş, iş ve hürriyet sevdasıydı.
Ve karanlığa ışık tutmak,
Azmimiz idi bizim.
…
Yine gençliğim geldi aklıma,
Gönlüme hüzün doldu.
…
Ölmedim ama,
Ölüme yaklaşıyorum;
Bu gün de akşam oldu.
…
Yakacık Köyüne, selam,
Selam olsun Yakacıklılara.
Selam olsun Mustafa Güneş’e
Ve Ayhan Topal Hocama.
…
Karanlığın orta yerinden
Beklediğim güneş doğacak bir gün.
Ve bir gün ışık vuracak cama,
En parlak yıldızlar dolacak odama.
…
Yakacıklı çocuklar
Okuyun, öğrenin.
“Vakit nakittir” demişler.
…
En verimli çağınızda,
Cehaletin köküne balta vurun.
İşte okul, işte kitap, buyurun;
Adalete bayrak açıp,
Aydınlık bir Türkiye’yi, siz kurun.
Ahmet AYAZ
11 MART 2012