Bir şarkı var ya “Yârim/ gül damlası damlası.”
Ellerinden süzülür günüme efsaneler.
Gamzenin ışıltısı bende aşkın imlası.
Seni düşünmek için tükenmez bahaneler.
Ne nokta ne virgüldür bu aşkta lâzım olan.
Sımsıcak nefesine ekmek gibi muhtacım.
Sabah senle ışırım akşam seninle solan.
Mamurluğum gülüşün biraz kaş çatman acım.
Leyla kıskanır duysa sana dair düşümü.
Bir kanun name olur aşk adına hislerim.
Yüreğimde demlenir aşkının iz düşümü.
Gamzendir gül kokulu sır ihtiva eden im.
Mevsimler gelir geçer sen içimde büyürsün.
Erguvan dallarında hayalin asılı giz.
Ben senin tutsağınım sense olanca hürsün.
Bil ki senin eserin yüreğimde derin iz.
Gül damlası gülüşün adınla özdeş senin.
Her yağmurun ardından kokun sarar cihanı.
Itırlanır terinle zambak misali tenin.
Ve aşkının imlası dur durak bilmez anı…
Çözülür saçlarının ıtırı her gün suya.
Berraklaşır teninle koy’un firuze rengi.
Deniz bin bir hayalle senle dalar uykuya.
Senin billûr sesinde aşk nağmesi ahengi.
Ankara, 16.2012 İ.K