Merhaba yârim,
Giderken çok üzgündün. Sana ne desem teselli olmadı sözler. Ama bilmeni isterim ki senden çok daha fazla üzüldüm giderken ben.  Erkeklik gururuma yedirebilseydim ağlardım Sirkeci tren istasyonunda… Herkesin ortasında…

Kalbimin yadigârı!
Seninle nişanımızın ilk günlerinde konuşmalarımızı hatırlar mısın? Hani söz vermiştik birbirimize. Çok güzel bir evimiz olacaktı hani. Çocuklarımız oynayacaktı evin her köşesinde. Her şey çok güzel olacaktı.  Biz de çok güzel olacaktık.

Sevdiğim!
Biliyorum çok kızdın bana. Çünkü sana verdiğim sözü tutamadım. Her şeyin çok güzel olmasını beklerken kendimi feda ederek cepheye koştum hemen. Gitme dedin. Ama dinlemedim, gittim. Yapma, eyleme diye feryad ettin, figân eyledin… Ama dinlemedim… Dinlemedim…  Ağladın. Ama aldırmadan gittim cepheye. Ağlamadığımı sandın ama gizliden ağlıyordum be sevdiğim. Ağlıyordum.

Ey sevda çiçeğim!
Ne olur affet beni! Unutma ki vatan benden daha da önemli. Eğer bu bayrak inerse, bu ezanlar dinerse söyle neyleriz biz bu topraklarda? Nasıl yaşarız bilir misin sen? İşte ben ki bundan dolayı senin “Gitme!” haykırışlarına aldırmadan gittim cepheye.  Vatan için… Bu topraklar için… Biliyorum, düğünümüz yakındı ama olmadı işte… Neylersin… Kader, kısmet… Bir de vatan…

Gönlümün nuru!
Şimdi cephedeyim. Hava bir güzel burada bir kötü… Belli olmuyor hiç… Bazen üşüyoruz bazen de sıcaktan terliyoruz. Ama olsun. Vatan için her şey sağ olsun! Kuru ekmek bizim için bir ziyafet burada.Hani o bolluklar içerisindeki yaşantılarımızı hatırlar mısın? İşte ben o günlere hasretim burada. Kıymetini bilin gönlümün nuru… Kıymetini bilin… Ama tabi yine de önce vatan… Vatan sağ olsun…

En sevdiceğim, tatlı rüzgâr esintim!
Bugün şahadetler getirerek geçtik taarruza. Taarruz başlamadan evvel kıldıydım namazımı. Komutanımız namaz sonrasında “Ey yiğitlerim! Unutmayın, harp meydanındayız. Burada her an her şey olabilir. Ondan dolayı hakkınızı helal edin!” diyerek helalleşti bizimle. Ve Allah Allah nidalarıyla başladık hücuma. Bugünü atlattık böyle ama yarın da var taarruz. Bu sefer içime kesin doğdu. Bu sefer şehit olacağım Allah’ın izniyle. Hakkını helal et sevdiceğim… Hakkını helal et. Ha bir de sakın ha arkamdan fazla ağlamayınız. Bilirsiniz, sevmem pek.  Bir de diyeceğim şu ki buradan Gazi bir kumandan çıkacak. Evlen onunla. Onu ben diye sev. Onunla mutlu ol…

Elveda sevdiceğim. Elveda sevdamın en güzel çiçeği… Hakkını helal et…
( Çanakkale Mevzisinden Bir Mektup başlıklı yazı M.Salih ÜNAL tarafından 24.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu