Leyla’nın ıtrı sızar demliğe kıdım kıdım. 
Rayihası yayılır ve nefesleri açar. 
Zarafetle atılır huzura giden adım. 
Bir bestenigar faslı yudum haz saçar. 


Seherde çiy damlası gül yaprağında üşür. 
Bir sefere çıkılır buğulu tuğlar ile. 
Hayal iklimlerinde üveyikler ötüşür. 
Bulutlar diyarında turnalar gelir dile. 


Leyla’nın gamzeleri çöl gecelerinde ışır. 
Ateş ile çaydanlık kucaklaşır şevk ile. 
Semaver hayalinde bülbül gülle barışır. 
Mecnun’un yüreğinden suya çözülür çile. 

      
Naz dokunur tezgahta ipek şala bürünür. 
Yıldızların rüyası iner sırça saraya. 
Şeffaf tenli dilberler misk kokular sürünür. 
Bu muhabbet deminde yadel girmez araya. 


Albeni ışıl ışıl kamaştırır gözleri. 
Ateşin tasasını dindirir su dem be dem. 
Suya tek tek dökülür bir perinin sözleri. 
Dudağın sükutuna damlası olur merhem. 
Ankara,31.03.2012 İ.K 
( Süknet Merhemi başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 31.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu