Oysa ne
kadar bereketlidir
Latiflik adına zariftir, adeta
ülfet sunan bir müddet-i saadettir
Ruh
ve kalp vicdanın
lisanından kal eyleyen
hakikattir, irade hürriyet demektir
Nefsiyle
baş edemeyen
dert ve kader sahibidir,
zafiyet için kim hesaba çekilecek bedeldir
Ümitsiz
haz naz-ı cefadır
Kahrı ne kadar kerih bir
hezeyandır, sürur çok uzaktır
Gül
dikeniyle pür nur
olan aşk-ı safadır, nezaket
içinde var olan edeb-i sabırdır
Düşünmek
yetmez, fikirsiz
tefekkür edilmez, ibret,
irfana dönüşmedikçe hal demlenmez
Süreyya
yıldızı naiftir
Ümitleri ayan eden, ufku
yücelten, cehti önceleyen ayettir
Kitab-ı celil
nasıl bir hakikatin bela
ahdinden söz eden ibret-i muvazenedir
Dirlik
ve birlik hakkın
rızasında aşikar olan gerçektir,
tefrika eden her kimse şirrettir
Hangi
şairin şiirini okusam
Mısralarında kaybolan
umutlarımı bulsam ve hayıflansam
Mazi için
ne yapsam,
yadımdan akseden
hıçkırıkları ruhumun kadresi saysam
Gözyaşlarımı
sessizce bırakıp, kalbimin
sahibine lisan-ı edep ile anlatıp, bağışlansam
Ey yüreği
karanfil zadesi
Lisanı gül bahçesi, sinesi
suhuletin kalesi, sabrı aşk payesi olan can
Hangi
varlığım adına nazar edeyim,
perişanlığımı nasıl gizleyip affını dileyeyim
Hatalar benim,
nasıl bir divanelik içindeyim,
acziyetimle hemhal edip sessizce göçeyim
Toprağın
dilini çözeyim
Utanmak için cehtimi
hasredeyim,nefsanilikten geçeyim
Bir heves uğruna
heba olmak, zan içinde yaşamak,
hiddet ve şiddetten temizleneyim
Saf ve duru
bir kalp ile kapına geleyim,
feda olmak için,
ihsana kanmak için ömür vereyim
Mustafa CİLASUN